Bu Blogda Ara

2 Şubat 2011 Çarşamba

11. SINIF TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM TESTLERİ


1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bakmak" sözcü­ğü, "ilgilenmek" anlamıyla kullanılmıştır?
A) Bu dost yüze, umut dolu gözlerle, bir süre baktı.
B) Çocukları, hasta olan annelerine yıllarca baktılar.
C) Yeni ayakkabılarına sık sık hevesle bakıyordu.
D) Onun şu an hangi filme baktığını merak ediyorum.
E) Bu yıldızlı gecede gökyüzüne bakmak çok keyifliydi.

2. Bir sözcüğün temel anlama bağlı olarak kazandığı ye­ni anlama "yan anlam" denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yan anlamda kullanılmamıştır?
A) Bu dağ başındaki patikalarda yolunu bir türlü bula­mıyordu.
B) Yazın dondurmayı fazla yiyince hastalanıp ateşi yükseldi.
C) Çantası çok ağır olduğundan taşımakta çok zorla­nıyordu.
D) Kapının ağzında bu saate kadar senin gelmeni beklemiş.
E) Üzerine çıktığı sandalyenin ayağı kınlınca yere düştü.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcü­ğün cümleye kattığı anlam diğerlerinden farklıdır?
A) Evin camları rüzgarın etkisiyle aniden kapandı.
B) Bu tartışmayı bir an önce sona erdirmek istedi.
C) Sinemadan çıktıktan sonra birden onunla karşılaş­tık.
D) Polisler ansızın içeri girerek tüm sessizliği bozdu.
E) Rakip takım beklenmedik bir anda beraberlik golü­nü buldu.

4. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinin sesteşi yoktur?
A) Ağaçtan küçük bir dal kırıldı.
B) Bu çocuğa bu kadar yüz verme demiştim.
C) Dün çok güzel bir düş kurmuştum.
D) Bir bardak su daha iç lütfen.
E) Herkes gidince tek başına kaldı.

5. I. Seni kesinlikle buradan götürmeliyim.
II. Bu filmi en kısa zamanda seyretmelisin.
III. Defterlerimi mutlaka bulmam gerek.
IV. Elbet günün birinde seninle karşılaşırız.
Yukarıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcükler­den hangi ikisi yakın anlamlıdır?
A) I. ve II. B) II. ve III.        C) I. ve III.
D) II. ve IV. E) III. ve IV

6. I. Dağ dumansız, insan hatasız olmaz.
II. Birlikten kuvvet doğar.
III. Göz görmeyince gönül katlanır.
IV. Yalnız taş duvar olmaz.
V. Altın yere düşmekle pul olmaz.
Yukarıdaki atasözlerinden hangi ikisi anlam bakı­mından birbirine en yakındır?
A) l.ve II. B) ll.ve V. C) I. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V.

7. Kişisel kavgalarımı eleştirilerime karıştırmadım hiçbir zaman. Aleyhimde konuşanların bile kitaplarını tarafsız bir tutumla ele aldım. Çünkü kitap, çıktıktan sonra sanatçısıyla göbek bağını keser. Bu yüzden de benim için eser önemli, sanatçı değil.
Bu parçadaki altı çizili sözün parçaya kattığı an­lam, aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Değerlendirdiğim yapıtların yazın ortamına aykırı durmamasına dikkat ederim.
B) Gençlik yıllarımda yazdığım şiirlerle hiçbir ilgim yok artık.
C) Kısır tartışmalar içinde yolunu kaybeden ve edebi­yatla ilgisi olmayan çok eleştirmen var.
D) Yan tutma, bir eleştirmenin eleştirmenliğini bitirdiği andır.
E) Sanatsal niteliğini beğendiğim yazın adamlarıyla aramda bir bağ kuruluyor.

8. Bugünlerde senin gibi iyi insanlar bir elin parmaklarını geçmez.
Bu cümlede geçen "bir elin parmaklarını geçmez" de­yimiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisi­dir?
A) Eşine az rastlanır.
B) Herkes tarafından bilinir.
C) Toplumda benzeri çoktur.
D) Çevresinde kendini belli eder.
E) Yaptıkları göze batmaz.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "amaç" anlamı bulunmaktadır?
A) Ana binaya gitmek için bahçeyi geçmelisin.
B) Grip olduğu için iki gün evden dışarı çıkamadı.
C) Sabah uyuyakaldığından işe hep geç kalırdı.
D) Henüz yeni olduğundan pek bir şey bilmiyor.
E) Adres bilmediği için birisinden yol tarifi aldı.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "eşitlik" anlamı yoktur?
A) Dünkü maçta iki takım da sahadan golsüz ayrıldı.
B) Elindeki çikolatayı arkadaşıyla kardeş payı yaptı.
C) Sınıftaki her grupta beş öğrenci bulunuyordu.
D) Çocukların tabağına üçer köfte koymuştum.
E) Paranın üçte birini ben aldım, gerisini dört kişi pay­laştı.

11. (I) "Çıkmaz Sokak", yazarının birçok açıdan yetkinliği­ni ortaya koyduğu bir romandır. (II) İlginç kurgusuyla, Osman Aktaş'ın her zamanki çekici anlatımıyla oluştur­duğu iyi bir eserdir. (III) Eserin içeriği gerçekten de göz doyurucu niteliktedir. (IV) Ancak yazarın kullandığı cümleler uzun eserin güzelliğine bir nazar boncuğu ek­liyor. (V) Buna rağmen herkes tarafından beğenilerek okunan bir roman olduğunu söylemek zorundayım.
Bu parçada numaralı cümlelerden hangisinde ya­zarın eseriyle ilgili olumsuz bir eleştiri söz konusu­dur?
A) I.       B) II.        C) III.       D) IV.        E) V.

12. Sokağın dili, şairin şiirlerini yazdığı dil olmalı; ama şair bu dili kendine has bir anlatımla aktarmayı da bilmeli­dir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Şair, konuları halktan kopuk bir edebiyatla uğraş­mamalı, konuları toplumun sıkıntılarından seçmeli­dir.
B) Halkın sorunlarına duyarsız bir şair, hiçbir dönem­de sevilmemiş ve kalıcı olamamış bir şair olarak anılır.
C) Her şair mutlaka kendi dilini oluşturmalı ve bunu eserlerine bir şekilde yansıtmalıdır.
D) Şairin her sözü halkın sözcüklerinden çıkmalı, an­cak bu özgün bir söyleşiye mutlaka kavuşmalı.
E) Şair geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmayı amaç edinmeli, bunu da onlardan söz ederek sağlamalı­dır.

13. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik taşımaktadır?
A) Eserlerinin içeriğine söylenecek tek söz: Mükem­mel!
B) Bu alanda ortaya konan eserler pek de kayda de­ğer değil.
C) Virgül dergisi bu ay 100 sayfalık bir şiir eki hazırla­mış.
D) Dergilerdeki eleştiri yazılan bana göre yanlı ve fay­dasız.
E) Konuyla ilgili çıkan son eser, büyük etki yaratacak nitelikteydi.

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir?
A) Son eserinde bir Osmanlı köyünde yaşanan ger­çekleri anlatmıştı.
B) Eserindeki kahramanların diyalogları oldukça sade ve akıcı bir şekilde verilmiş.
C) Bazı kelimeleri yerli yersiz kullanması dilini anlaşıl­maz hale getirmiş.
D) Akılda kalan ifadelerle aktardığı betimlemeleri san­ki zihinde varlığını sürdürüyor.
E) Seçtiği dil ve anlatım Türkçenin akıcı, hoş ve sade kelimelerini bize gösteriyordu.

15. Nasıl abur cubur yiyen, mide fesadına uğrarsa; eline geçen her kitabı rastgele, seçmeden ve sindirmeden okuyan kimse de aynı duruma düşer. Gereksinim dı­şında, okumaktan beklenen asıl şey aklın işlemesi, duyguların incelip, olgunlaşmasıdır. Okuma; kendimizi, çevremizi, toplumda ve evrendeki yerimizi kavramaya yönelik bir etkinliktir. Bunu sağlamayacak kitap, insan­la gerçek hayat arasına duvar örmekten öte gidemez. Bu nedenle kitaplar bizi insana, doğaya, ışığa götür­dükleri ölçüde yararlı ve değerlidir. Kitap seçerken bu­nu asla göz ardı etmemeliyiz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisin­den yararlanılmamıştır?
A) Karşılaştırma B) Benzetme
C) Tanımlama D) Alıntı yapma
E) Açıklama
16. Reşat Nuri Güntekin'in yapıtlarındaki kahramanların yelpazesi çok geniştir ve toplumun her kesiminden ki­şileri içermektedir. Reşat Nuri'yi okuyanlar sayfaların, satırların içinde kaybolurlar. Farkına varmadan bir ya­şamın içine girer ve onu yaşadıklarını sanırlar. Bu, eserlerinin yaşamın içinden gelen bir güçle çarpıcı ve sürükleyici olmasındandır. Anlatımındaki duyarlılık ve canlılık bir anda ruhumuzu sarar. Bizi en duygulu za­manımızda bile gülmeye zorunlu kılan bir mizah gücü­ne sahiptir.
Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım        B) Tartışmacı anlatım C) Açıklayıcı anlatım D) Mizahi anlatım
E) Destansı anlatım

17. Bir şeyler öğrenmek için roman veya şiir okunduğunu j sanmıyorum. Sanatçı bir şeyler öğretmek, bazı doğru­ları göstermek amacıyla yazmamıştır ki eseri, okuyucu öğrenmek için okusun! Fikir esen ile sanat eserinin ayrıldığı nokta işte burada gizli. Kısa hayatında insanın edindiği tecrübeler çok azdır. Fikir eserleri insanlara bilmedikleri tecrübeleri göstermek, bir nevi öğretmek
için vardır, sanat eseri ise öğretmez, yalnızca yaşatır. Çünkü sanat eseri, hazırlayan kişinin zevkleriyle kağı­da geçmiş, insana bu zevki yaşatmayı amaçlamıştır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? ,
A) Tartışmacı anlatım
B) Fantastik anlatım
C) Betimleyici anlatım
D) Öyküleyici anlatım
E) Coşku ve heyecana bağlı anlatım

18. Romanda milli unsurlardan yola çıkarak evrensel bir kimliğe ulaşan romancılardan biri Cengiz Aytmatov'dur. Kırgız bozkırlarında koşan bütün atlar Aytmatov'un romanlarında soluklanır. Taibatla iç içe olan in­sanı, bazen bir kurdun bazen de bir atın gözüyle anla­tır. Gülsarı isimli romanı bu duyguları yaşatan iyi romanlarından biridir. Roman okuyucusu bu eserde ta­biatı sevme, onu hissetme duygusunu tadar. Aytmatov sayesinde insan, tabiatın verdiği bu duygulan tekrar tekrar keşfeder.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri ağır basmaktadır?
A) Açıklama - örnekleme
B) Betimleme - öyküleme
C) Açıklama - tartışma
D) Tartışma - örnekleme
E) Betimleme - benzetme
19. Uyur uyanık, karşı evin kırık dökük damındaki boz renkli güvercinleri seyrediyorum günlerce. Güvercinler­den çok şey öğreniyorum. Kitaplarda bulamayacağım şeyler... Kendi içlerinde bir millet gibi, birbirine egemen olmaya çalışanlar, direnenler, kaçanlar, boyun eğen­ler... Burada günler birer yıl gibi geçmek bilmiyor. Ak­şama kadar İstanbul Radyosunu dinliyorum. Anlatımı­nı bilmeden "Ey bût-i nev-edâ" şarkısını ezberliyorum, dinleye dinleye. O ağır şarkı pek hoşuma gidiyor, ne­dense. Koronun ve çalgıların o özgün tınısı büyülüyor belki de.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Benzetmelerden yararlanma
B) Abartılı ifadelere yer verme
C) Öyküleyici bir anlatım kullanma
D) Betimleyici öğeler kullanma
E) Karşılaştırmalara yer verme

20. Dünyanın başka hiçbir şehrinde görülmemiş bir şekilde iki kıtaya birden yayılan İstanbul'da birbirinden apayrı iki sabah aynı anda doğar. Asya'da renkli bir gündüz, Avrupa'da ise bir gelin gibi parlak ve ışıklı bir sabah... Boğaziçi'ni tepeden tırnağa bir imparatorluk rengine boyayan kızıllar günün ilk ışıklarını yansıtmaya başlar­ken, asırlık iskelelerden beyaz vapurlar kalkar. İki kıta­ya yayılmış, üç imparatorluğa başkent olmuş, yedi te­pe üstündeki büyülü şehir İstanbul, sabahla birlikte bü­tün bu güzelliklerin sadece bir kısmını yavaşça göster­meye başlar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım
B) Betimleyici anlatım
C) Tartışmacı anlatım
D) Açıklayıcı anlatım
E) Düşsel (fantastik) anlatım

21. Yayıncılığın en zor türü sayılabilecek ansiklopedi ala­nında faaliyet göstermenin ne gibi imkânlar gerektirdi­ği, ne tür güçlüklerinin bulunduğu bilinmektedir. Yayını­na başladığımız Sosyal Bilimler Ansiklopedisi'nin ha­zırlanmasında Türkçede sahasında ilk olma özelliğin­den kaynaklanan diğer bazı güçlüklerle de karşılaşıl­mıştır. Zira her ne kadar felsefe, sosyoloji, ekonomi ile ilgili eserler bulunsa da bu eserler, sadece belli bir alan ile ilgili yazılmaları, ansiklopedi tekniğinden uzak ola­rak hazırlanmaları, eserin bütününde tek bir kişinin şahsî yorum ve tahlilinin hakim olması, objektiflikten uzak olmaları gibi hususları bulundurmaktadır. Bundan ötürü Sosyal Bilimler Ansiklopedisi'nin muhteva ve su­nuş açısından sahasında ilk olduğu söylenilebilir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki düşünceyi ge­liştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?
A) Örnekleme
B) Sayısal verilerden yararlanma
C) Karşılaştırma
D) Benzetme
E) Tanık gösterme

22. Bir devletin örgütlenmesini, siyasal organlarını, bu or­ganların işleyişini, yönetenlerle yönetilenlerin sahip ol­dukları temel hak ve özgürlükleri düzenleyen temel ya­salara anayasa denir. Bir devletin anayasası, o devle­tin kendisine göre yönetildiği kural ve ilkelerin bir ara­ya toplanmasından meydana gelir. Modern ulus-devle-tin anayasası üç belli başlı unsuru ihtiva eder: O dev­letin temel kurumlarını ve kurumlar arasındaki ilişkileri resmileştirmek, hükümet gücünün ülke üzerinde dağı­lımını ve hakimiyet kurallarını sağlamak, vatandaşla­rın, hükümet kurumlarına katılma hakkı da dahil olmak üzere temel hak ve ödevlerini belirlemek.
Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerin han­gilerinden yararlanılmıştır?
A) Açıklama - İlişki kurma
B) Betimleme - Örnekleme
C) Tartışma - Benzetme
D) Açıklama - Tanımlama
E) Tartışma - Tanık gösterme

23. Toplum hayatımıza dikkatle bakarsak şunu görürüz: Hayat pahalandıkça lükse ve eğlenceye karşı rağbet artıyor. Bu halimize bakarsak, mali durumumuzdan ha­beri olmayan bir yabancı Taksim'den Nişantaşı'na şöy­le bir dolaşsa, oradaki insanların bu lüks ve para har­cama tutkusunu görse şöyle düşünür: "Bu memlekette para pek bol ve hayat çok ucuz galiba." Fakat bu ya­bancı pazarda bir kilo domatesin iki lira gibi yüksek bir fiyata satıldığını görse şaşırıp kalacaktır. Türkiye'de herkesin birer milyoner olduğuna hükmetmekten baş­ka bir çaresi kalmayacaktır. Üstüne üstlük bir de asga­ri ücretle beş kişilik bir aile geçindiren kahramanlar ol­duğunu öğrenince herhalde diyecek söz bulamayacak­tır. -—
Yukarıdaki parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uy­gun olur?
A) Kısacası insanları ne kadar da saygılı ve misafir­perver bir ülke diye düşünmek bu yabancı için en doğru şey olacaktır.
B) Ancak yaşadığımız hayatın cebimizdeki paraya göre olmadığını söylemek hiç de yanlış olmaya­caktır.
C) En sonunda gerçekten de çok rahat bir hayat pa­halılığından şikâyet etmeyi bırakmalıyız.
D) Bu toplum çok savurgan ve elindekilerin değerini bilmiyor, diye düşünenleri bu fikirlerinden vazgeçirecektir.
E) Hayatımızın kıymetini yalnızca harcadığımız pa­rayla ölçmenin ne kadar yanlış olduğunu geç de ol­sa anlayacağız.

24. (I) Osmanlı donanması, 16. yüzyıldan 19. yüzyılın or­talarına kadar her yıl bahar aylarında Beşiktaş Limanı'ndan sefere çıkardı. (II) Dev cüsseli kalyonlar, kadır­galar sefer öncesi limana demirleyip birkaç gün bu li­manda kalırdı. (III) Daha sonra törenlerle sefere uğurlanırdı. (IV) Osmanlı denizciliğinde bir gelenek haline gelen bu törenler, Beşiktaş'ın deniz tarihinde ayrıcalık­lı bir yere sahip olmasını sağlamıştı. (V) Denizciliğin kalbi Beşiktaş, bugün yine denizcilik tarihinin en önem­li eserlerini göğsünde saklıyor. (VI) Türkiye'nin ilk ve tek Deniz Müzesi'nin 1961'den beri Beşiktaş'a varlığı­nı sürdürmesi denizcilik tarihi açısından büyük anlam taşıyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci pa­ragraf numaralı cümlelerden hangisiyle başlar?
A) II.      B) III.       C) IV.       D) V. E) VI.

25. Kalite ve performans çıtasını her geçen gün yükselten Türk Hava Yolları, Avrupa'nın en hızlı büyüyen ve en güvenli havayolu konumuna ulaşmıştır. Basanlarımı­zın yansımalarını dünyanın önde gelen basın yayın ku­ruluşlarında yer alan haberlerde de görmekteyiz. Ör­neğin yabancı basının önemli dergilerinden birinde ya­yımlanan haberde Türk Hava Yolları'nın son yıllardaki hızlı büyümesi, bütün uygulama alanlarındaki birincilik­leri hatırlatılarak, yakında dünyanın en büyük küresel havayolları arasına gireceği belirtiliyor. Yazılanlar, ge­çen seneki en dakik, en güvenli, en az bagaj kaybeden ve en hızlı büyüyen havayolu ödüllerimizin tesadüf ol­madığının bir kanıtı aynı zamanda.
Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) THY'nin Değeri
B) Türkiye'nin Başarısı
C) Yabancı Basında THY
D) THY'nin Gururu
E) Havayolları Standartları

26. Sıralamayı seviyoruz. "En sevilen 100 roman", "Yaşa­yan en büyük 10 şair", "100 temel eser" ... Edebiyatı­mızla, sanatımızla ilgili problemleri bir kenara bırakıp bu lüzumsuz sıralamalara bel bağlamayı bir marifet sa­yıyoruz. Sanatımızı içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmak yerine bunlarla uğraşmak bana çok gerek­siz geliyor Üstelik işin tuhaf tarafı böyle listelemeler sadece bize özgü de değil. Dünyanın her köşesinden neredeyse her gün böyle listeler fışkırıyor. Hatta şu aralar sanki çok önemliymiş gibi bunların kitapları da çıkmaya başladı.
Bu parçada, oluşturulan listelerle ilgili asıl anlatıl­mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebiyatla alakalı her türlü sıralamanın çok değer­li olduğu
B) Edebiyatla ilgili önemsiz detaylara gereğinden faz­la önem verildiği
C) Okumak için daha çok temel eserlerin tercih edildiği
D) Dünya üzerinde bu tarz listelerin ciddi bir şekilde ele alındığı
E) Okurların listelere giren eserleri özellikle takip ettiği

27. Bilim sözlü mesajlar üzerine kurulur Her bilimin kendi­ne özgü terminolojisi vardır Bu terminoloji bilinmeden; söz konusu bilgi iletişimi ve bilgi üretimi gerçekleşe­mez. Bu nedenle dil, insan uygarlığının ilerlemesi ve yayılmasında en önemli araçtır. İnsan kültür ve uygar­lığının altında yatan bu güçlü araç, insan ilişkileri söz konusu olunca, oldukça sığ ve etkisizdir. Bir bakış, do­kunma; vücudun pozisyonu, duyguları daha etkili ve dolaysız ifade eder. Omuza konan bir el, dostluk ve ar­kadaşlık üzerine yazılmış bir söylevden daha etkilidir.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanlar bilgi üretiminde terimlerin egemenliğini ka­bul etmiş ve buna göre davranmaya alışmışlardır.
B) Bilgi üretmesi ve bunu geliştirmesi yönünden dil in­sanlığın ilerlemesini sağlayan en önemli araçtır.
C) İnsanlık için çok önemli bir yere ait olan dil, insan ilişkilerinde jest ve mimikler kadar etkili olamamış­tır.
D) Dil, insan hayatında ve iletişimde olduğu kadar bi­lim ve sanat alanında da çok önemli bir araç ol­muştur.
E) Bilim terimler olmadan, terimler de dil olmadan ha­yatımızdaki varlığını sürdüremeyecektir.

28. (I) Atatürk'ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı, Türk mil­letinin ve onun gözbebeği olan Türk ordusunun kahra­manlığını tüm dünyaya gösteren bir özgürlük destanı­dır. (II) Türk milleti düşmanların güçlü ve modern silah­larına ve yüksek donanımlı ordularına karşı tüm varlı­ğıyla karşı koymuştur. (III) Günümüzde Türk ordusu­nun da modern bir teknik alt yapısı oluşmuştur. (IV) Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde el ele veren Türk milleti tüm sıkıntılara rağmen büyük bir zafer elde etmiştir. (V) Bu zaferle birlikte şan ve şerefle dolu olan tarihimize yepyeni bir sayfa eklenmiştir.-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.       B) II.        C) III.       D) IV.        E) V

29. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümle­si olmaya en uygundur?
A) Vatanın insanı koruyan ve barındıran bir ev gibi ol­duğuna değinmiştik.
B) Günümüz sanatçıları bu kavramı daha önce de çok tartışmıştı.
C) Türkmen gençlerinin kendini tanımasını engelle­yen bir tavırdı bu.
D) Kitabı okurken de bazı bölümlerin yeni baskıya alınmadığını fark ettim.
E) Varlık içindeki duruşumuza ayna olan bir ifade biçi­midir, dil.

30. Geçmiş zaman içinde liselerde Batılılaşmayı yanlış şe­kilde yansıtan bir eğitim benimsenmişti. Atilla İlhan bu durumu şöyle belirtiyor: "Lisede Sophocles okuduk; klasik Türk musikisine nefretle bakmayı. Divan şiirini hor görmeyi ve buna karşılık kötü çevrilmiş Batı klasik­lerine hayranlık duymayı öğrendik. Sanki Sinan Leonardo'dan önemsiz, Mevlana Dante'den küçüktü. As­lında bu tavrımızla küreselleşmenin ilmiğini kendi eli­mizle boynumuza geçiriyorduk; ancak farkında değil­dik.
Bu parçada yazarın üzerinde durduğu konu aşağı­dakilerden hangisidir?
A) Evrenselleşme sonucu kendi kültürümüzden uzak­laşmamız
B) Eski eğitim sistemlerinin daha iyi olması
C) Günümüz gençliğinin Batılılaşmayı yanlış öğren­mesi
D) Batı klasiklerinin değerini fark etmememiz
E) Küreselleşmenin sanat eserlerini yok etmesi

31. Aşağıdakilerden hangisi "deneme'nin özelliklerin­den biri değildir?
A) Konu sınırlaması yoktur.
B) Ortaya konan düşünceyi kanıtlama amacı taşır.
C) Öznel bir yaklaşımla kaleme alınır.
D) Kendi kendine konuşuyormuş gibi oluşturulur.
E) Kullanılan dil yalın ve içtendir.

32. Yazar bu romanında gereksiz pek çok ayrıntıya yer vermiş. Romanın başında yaptığı uzun tasvirler nede­niyle okur daha konuya girmeden roman okumaktan vazgeçebilir. Romanın bu kısmını geçebilen okur bun­dan sonraki kısımda ise anlamını bilmediği belki de da­ha önce hiç duymadığı kelimelerle karşılaşacak. Bun­ca olumsuz durum içinde yazar öyle bir yer yakalamış ki belki de bu sıkıcı roman yalnızca bu bölüm için okunmaya değer diye düşünüyorum.
Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Fıkra B) Makale C) Eleştiri
D) Sohbet E) Haber Yazısı

33. Aşağıdakilerden hangisi "fıkra'nın özelliklerinden biri değildir?
A) Yarına kalma amacı taşımazlar.
B) Konu sınırlaması yoktur.
C) Kısa ve öznel bir anlatıma sahiptir.
D) Gazete veya dergilerin belirli sütunlarında yayımla­nır.
E) Öne sürdüğü düşünceyi kanıtlama amacı taşır.

34. Ele alınan konuyu savunma amacı gütmeden, karşılık­lı konuşma havası içinde sıcak bir üslup kullanarak an­latan yazılardır. Herhangi bir konuda yazılabilen bu tür. makaleden üslup yönüyle ayrılır. Bu türün Türk edebi­yatındaki önemli temsilcileri Ahmet Rasim, Suat Kemal Yetkin, Şevket Rado gibi isimlerdir.
Bu parçada tanıtılan yazı türü aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Deneme B) Eleştiri C) Sohbet
D) Gezi Yazısı      E) Biyografi
35. Deneme türünün dünya edebiyatındaki en önemli ör­nekleri Fransız yazar —- tarafından verilmişken Türk edebiyatında bu türün en önemli temsilcisi —- olmuş­tur.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A) Montaigne - Nurullah Ataç
B) Cervantes - Cemil Meriç
C) Montaigne-Ahmet Haşim
D) Boccacio - Şevket Rado
E) Cervantes - Nurullah Ataç
36. İçinde bulunduğumuz ortam, neresi olursa olsun, insa­ni ilişkiler bakımından dengeli davranmamızı gerektirir diye düşünüyorum. Bence bir kişiye gerektiğinden faz­la değer vermemeliyiz. Aksi takdirde değer verdiğimiz kişinin olumsuz davranışı bizi diğer insanların yaptığı olumsuz davranışlardan daha çok üzer. Değer verile­cek insanlar mutlaka vardır çevremizde. Benim sözüm değer verilmeyi hak etmeyenlere. Kanaatimce bu in­sanlarla gerekmedikçe muhatap bile olunmamalıdır.
Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Makale B) Gezi Yazısı    C) Deneme
D) Röportaj E) Haber Yazısı
37. Bir konu hakkında okura bilgi vermek, bir gerçeği açık­lamak veya savunmak, kişilere yol göstermek amacıy­la kaleme alınan yazılara -— denir. Bu türün en önem­li özelliği ele aldığı konularla ilgili deliller bularak sa­vunduğu düşünceyi kanıtlamaya çalışmasıdır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Makale B) Fıkra C) Deneme
D) Sohbet E) Eleştiri

38. I. Belli bir zamanda ve yerde oluşmuş olayları, merakı giderecek düzeyde ayrıntılı ve anlaşılır bir dilde aktaran yazı türüne -— denir.
II. Herhangi bir konuda kişisel görüş ve düşünceleri kesin sonuçlara bağlamadan, samimi bir dille oluşturulan yazı türüne —- denir.
III. Bir sanatçının veya eserin değerli ve değersiz gö­rülen yönlerini ortaya koyan yazı türüne —- denir.
Yukarıdaki numaralı cümlelerdeki boşluklara sıra­sıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
I          II                     III
A) Röportaj Fıkra Sohbet
B) Haber Yazısı      Deneme Eleştiri
C) Eleştiri Röportaj        Deneme
D) Röportaj Deneme Makale
E) Haber Yazısı       Sohbet Röportaj

39. Aşağıdakilerin hangisinde gazete çevresinde geli­şen türler bir arada verilmiştir? i
A) Mektup - Gezi Yazısı - Fıkra
B) Roman - Deneme - Fıkra
C) Makale - Fıkra - Sohbet
D) Sohbet - Biyografi - Dram
E) Öykü - Hatıra – Makale

40. "Üslup" hayat karşısında alınan tavrın, duyuş tarzının objektifleşmiş şeklidir. Mısır'ın büyük, yekpare, kendi içine kapalı, sert ve katı üslubu ile Yunan'ın ölçülü, za­rif, aydınlık, adeta teneffüs eden, oynayan üslûbu bir­birinden tamamıyla farklı, iki yaşayış tarzının, sosyal düzenin, hayat görüşünün ve insan tipinin karşılığıdır. Sanat tarihçileri, her üslup tarzının arkasında gizli olan ruhu çözmeye çalışır.
Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Sohbet B) Makale C) Eleştiri
D) Röportaj E) Gezi Yazısı

41. Şair olmak üç beş dizeyi bir araya getirmek değildir. Bu konu hakkında siz nasıl düşünürsünüz bilemem. Ben­ce şair dediğin kelimeleri sıralarken anlam akışını, ahengi yakalayabilmen oluşturduğu esere ruhundan bir şeyler üfleyebilmelidir. Böyle şair olunur. Haksız mı­yım? Hele hele günümüzde patır patır şiir kitabı çıka­ran sözüm ona şairleri görünce benim bu düşünceme katılmayan çok az kişinin olduğunu kendimden gayet emin bir şekilde dile getirebilirim.
Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Makale B) Sohbet C) Gezi Yazısı
D) Biyografi E) Deneme

42. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun romanının özelliklerinden biri değildir?
A) Romanlarda saray ve konak yaşamlarındaki birey­sel acılar, düş kırıklıkları, aşklar anlatılır.
B) Yazar, eserlerine kişiliğini yansıtmaz.
C) Kahramanlar okumuş, seçkin, sanatsever ve alaf­ranga kişilerdir.
D) Parnasizm ve sembolizm akımının etkileri görül­mektedir.
E) Romanlar teknik üstünlüklerine karşın dil ve üslup yönünden hatalıdır.

43. Aşağıdaki eserlerden hangisi Servet-i Fünun döne­minde verilmiştir?
A) Karabibik B) Cezmi
C) Araba Sevdası D) Ateşten Gömlek
E) Karanfil ve Yasemin

44. Hüseyin Cahit Yalçın, "Edebiyat ve Hukuk" makalesiyle
I II III
Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasına sebep olur. IV
Yazar, "Falaka" adlı eserin de yazarıdır. V
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışj vardır?
A) I.       B) II.       C) III.       D) IV.        E) V.

45. Aşağıdakilerin hangisi Tevfik Fikret ve Cenap Şehabettin'in ortak özelliği değildir?
A) Edebiyat-ı Cedide sanatçısı olmak
B) Parnasizm akımından etkilenmek
C) Eserlerinde sadece aruz ölçüsünü kullanmak
D) Şiir türünde eserler vermek
E) Kafiye kulak içindir, görüşünü benimsemek

46. Halit Ziya Uşaklıgil ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Arapça, Farsça sıfat ve tamlamaları sıkça kullanır.
B) Edebiyatımızda mensur şiirin ilk örneklerini vermiş­tir.
C) Romanlarında konu ve kişileri halk kesiminden, sa­dece Anadolu'dan seçmiştir.
D) Edebiyatımızda Batılı anlamda, teknik yönü güçlü ilk romanları yazmıştır.
E) Anı türünde de eserler vermiş, anıya yazınsal bir nitelik kazandırmıştır.

47. Aşağıdaki yapıtlardan hangisinin edebi türü diğer­lerinden farklıdır?
A) Kırık Hayatlar B) Kabus
C) Pençe D) Hazan Bülbülü E) Yalan

48. I. Yalan
II. Son Emel
III. Hac Yolunda IV Genç Kız Kalbi V. Metres
Yukarıdaki numaralandırılmış eserlerden hangi iki­si Cenap Şehabettin'e aittir?
A) I. ve II. B) I. ve IH.        C) II. ve IV.
D) III. ve IV E) III. ve V.

49. Adnan Bey'in yeni evlendiği genç ve güzel kansı Bihter, İstanbul'un meşhur simalarından Firdevs Hanım'ın kızıdır ve Adnan Bey'e sırf zenginliğinin hatırı için ve­rilmiştir. Fakat bu zenginlik Bihter'i yeterince mutlu edememiştir. Adnan Bey'in yeğeni olan Behlül isimli genç ise macera arayan biridir ve Adnan Bey'in evinde kalmaktadır. Behlül, yengesi olan Bihter'in kalbinde aş­kı uyandırır. İkisi arasında bir yasak aşk başlar.
Yukarıda bir bölümü kısaca anlatılan eser, aşağıda­kilerden hangisidir?
A) Mai ve Siyah B) Yaban
C) Eylül D) Aşk-ı Memnu
E) Şık

50. Tevfik Fikret —- adlı eserinde çocuklar için hece ölçü­süyle yazdığı şiirlerini toplamıştır.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki­lerden hangisi getirilmelidir?
A) Sis B) Haluk'un defteri
C) Han-ı Yağma D) Şermin
E) Rübab-ı Şikeste
51. Aşağıdakilerden hangisi Edebiyat-ı Cedidecilerin özelliklerinden biri değildir?
A) Sanatçılar "sanat için sanat" görüşü doğrultusunda eserler vermişlerdir.
B) Eserlerde karamsarlık ve düş kırıklıkları hakimdir.
C) Sanatçılar Fransız edebiyatını örnek almış, Fran­sız şair ve yazarlardan etkilenmişlerdir.
D) Sanatlı ve süslü bir anlatımı tercih etmişlerdir.
I E) Hece ölçüsü yoğun bir biçimde kullanılmış, heceyle birçok şiir yazılmıştır.

52. Aşağıdakilerden hangisi Edebiyat-ı Cedide dönemi sanatçılarından biri tarafından yazılmamıştır?
A) Tamat B) Riyale
C) Son Emel D) Hayat-ı Muhayyel
E) Ben Deli miyim?

53. Aşağıdaki Tanzimat sanatçılarından hangisi Edebiyat-ı Cedide topluluğunun kurulmasına öncülük mistir?
A) Nabizade Nazım B) R. Mahmut Ekrem
C) Abdülhak Hamit Tarhan D) Şinasi E) Şemsettin Sami

54. Aşağıdaki sanatçı - eser eşleştirmelerinden hagisi yanlıştır?
A) A. Hikmet Müftüoğlu - Haristan ve Gülistan
B) Cenap Şehabettin - Tiryaki Sözleri
C) Ahmet Rasim - Gecelerim
D) H. Cahit Yalçın - Hayat-ı Hakikiye Sahneleri
E) Süleyman Nazif - Doksan Beşe Doğru

55. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Mehmet Rauf'un "Siyah İnciler" adlı eseri mensur şiire örnektir.
B) Cenap Sahabettin şiirlerinin hepsini aruz ölçüş yazmış ve aynı şiirde birden fazla aruz kalıbı kulanmıştır.
C) Halit Ziya, çocuklar için yazdığı şiirlerini topla "Tarih-i Kadim" adlı eserinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
D) H. Rahmi, olayların akışını keserek okuyucuya bilgi verme eğilimindedir.
E) Edebiyat-ı Cedide'de Divan edebiyatı nazım biçimleri terk edilmiş, Batılı nazım biçimleri kullanılmıştır.
56. Aşağıdaki sanatçı - akım eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
A) Hüseyin Rahmi - Natüralizm
B) Cenap Sahabettin - Sembolizm
C) Tevfik Fikret - Parnasizm
D) Mehmet Rauf - Klasisizm
E) Halit Ziva – Realizm

57. Aşağıdakilerden hangisi Edebiyat-ı Cedide'nin özelliklerinden biri değildir?
A) Nesrin gelişmesine katkı sağlayan gazete bu dö­nemde yerini dergiye bırakmıştır.
B) Dönemin şartlarından ötürü sosyal konular arka plana itilip bireysel konular işlenmiştir.
C) Tiyatro, gelişimini tamamlayarak önemli bir yazın­sal tür olmuştur.
D) "Sanat için sanat" görüşü benimsenerek eserler oluşturulmuştur.
E) Klasik beyit anlayışı yıkılarak nazım nesre yaklaştırılmıştır.

58. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun şiirinin özelliklerinden biri değildir?
A) Sembolizm ve parnasizm akımlarından etkilenilmiştir.
B) Aruz ölçüsü Türkçeye başarıyla uygulanmış ve bu ölçüye canlılık kazandırılmıştır.
C) Kullanılan sözcüklerin ahenk oluşturmasına dikkat edilmiştir.
D) Arapça ve Farsçadan alınma birçok sözcük ve tamlama kullanılmıştır.
E) Dil ve üslupta halka hitap eden bir anlayış benim­senmiştir.

59. Hüseyin Rahmi ve Halit Ziya ile ilgili aşağıda verilen özelliklerden hangisi her ikisi için de doğrudur?
A) Edebiyat-ı Cedide sanatçıları olmaları
B) Ağır ve sanatlı bir üslup kullanmaları
C) Mensur şiirin ilk örneklerini vermeleri
D) Hikaye ve roman türünde eser vermeleri
E) Anılarını bir kitapta toplamaları

60. Ona göre edebiyattaki amaç, toplumsal bir faydadır. Bu anlayış doğrultusunda halkı eğitme yolunu benim­semiştir. Bu vesileyle eserlerinde yalın bir dil kullanma­ya çalışmıştır. Okunmak amacıyla mizaha başvurur. Efsuncu Baba adında bir de romanı vardır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Hüseyin Rahmi Gürpınar
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
D) Halide Edip Adıvar
E) Peyami Safa

61. Bu dönemin sanatçıları toplandıktan derginin adıyla anı­lır. Sanat için sanat anlayışına sahiptirler. Divan edebiya­tından daha ağır bir dil kullanmışlardır. 1901 yılında der­ginin kapatılmasıyla da topluluk dağıtılmıştır.
Bu parçada sözü edilen edebi topluluk aşağıdaki­lerden hangisidir?
A) Servet-i Fünun B) Fecr-i Ati
C) Yedi Meşaleciler D) Beş Hececiler
E) İkinci Yeniciler

62. Eserlerine kendi kişiliğini yansıtır, kahramanların dilin­den kendi duygu ve düşüncelerini aktarır. Daha çok ro­mantik konuları işler. Dönemine göre dili sadedir. Türk edebiyatının ilk psikolojik roman örneğini vermiştir.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Mehmet Rauf
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Hüseyin Cahit Yalçın
D) Hüseyin Rahmi Gürpınar
E) Süleyman Nazif

63. Aşağıdakilerden hangisi gezi ya da anı türünde ya­zılmış bir eser değildir?
A) Gecelerim B) Kırk Yıl
C) Saray ve Ötesi D) Hac Yolunda
E) Gulyabani

64. Aşağıdakilerden hangisi Mehmet Rauf'un eserle­rinden değildir?
A) Son Yıldız
B) Eylül
C) Ferda-yı Garam
D) Karanfil ve Yasemin
E) Ayaşlı ve Kiracıları

65. Servet-i Fünun döneminde "mensur şiir" türünün gelişimine katkı sağlayan sanatçılar aşağıdakiler­den hangileridir?
A) Ali Faik Ozansoy - Mehmet Rauf
B) Süleyman Nazif - Halit Ziya
C) Ahmet Rasim - Hüseyin Rahmi
D) H. Cahit Yalçın - Ali Ekrem Bolayır
E) Halit Ziya - Mehmet Rauf

66. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun şiiriyle Di­van şiirinin ortak bir özelliğidir?
A) Parça güzelliğini önemseme
B) Göz için kafiye anlayışını benimseme
C) Klasik beyit anlayışını yıkma
D) Sadece divan şiiri nazım biçimlerini kullanma
E) Ağır ve süslü bir anlatımı tercih etme

67. Aşağıdaki eser - tür eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
A) Kırk Yıl - Anı
B) Aşk-ı Memnu - Oyun
C) Edebiyat ve Hukuk - Makale
D) Elhan-ı Şita - Şiir
E) Yalan – Oyun

68. Servet-i Fünun döneminde yaşadığı halde bu toplulu­ğa katılmamıştır. Toplum için sanat anlayışını benim­semiştir. Sokağı edebiyata taşımıştır. Ahmet Mithat ge­leneğini devam ettirmiştir, yani romanın akışını kese­rek okuyucuya bilgi verme eğilimindedir. Eserlerini sa­de bir İstanbul Türkçesiyle yazmıştır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Hüseyin Rahmi Gürpınar
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Mehmet Rauf
D) Süleyman Nazif
E) A. Hikmet Müftütoğlu

69. Aşağıdakilerden hangisi Cenap Şehabettin'in şiiri­nin özelliklerinden biri değildir?
A) Sembolizmin etkisinde kalmıştır.
B) Bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
C) Aşk, doğa, hayal kırıklıklarını şiirlerinde sıkça işle­miştir.
D) Yeni bir şiir dili oluşturmak için Arapça ve Farsçadan sözcükler almıştır.
E) Kaside ve gazel nazım biçimini sıklıkla kullanmış­tır.

70. Aşağıdaki sanatçı - eser eşleştirmelerinden hangi­si yanlıştır?
A) Süleyman Nazif - Firak-ı Irak
B) Cenap Şehabettin - Evrak-ı Eyyam
C) Tevfik Fikret - Körebe
D) Halit Ziya - Saray ve Ötesi
E) Hüseyin Rahmi - Kokotlar Mektebi

71. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun sanatçıla­rından birine ait değildir?
A) Hayat-ı Muhayyel B) Bir Lahza-i Taahhur
C) Hac Yolunda D) Hürriyet Kasidesi
E) Gizli Figanlar

72. Edebiyat-ı Cedide döneminin roman, öykü ve eleştiri yazarlarındandır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra ga­zeteciliğe yönelen sanatçının eserlerinde süslü ve ağır bir anlatım benimsediği görülür. Nadide, Hayal İçinde adlı eserleri roman türündendir.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hüseyin Cahit Yalçın
B) Ahmet Rasim
C) Süleyman Nazif
D) Halit Ziya Uşaklıgil
E) Cenap Şebabettin

73. Aşağıdakilerden hangisi, bütünüyle Servet-i Fünun sanatçılarından oluşmuştur?
A) Nabizade Nazım - Tevfik Fikret - Halit Ziya
B) Süleyman Nazif - Hüseyin Cahit Yalçın - Tevfik Fik­ret
C) Ziya Gökalp - Mehmet Rauf - Hüseyin Rahmi
D) Atilla İlhan - Cemal Süreya - Özdemir Asaf
E) Ahmet Rasim - Ahmet Şuayb - Necip Fazıl Kısakürek

74. Aşağıdaki eserlerden hangisi Halit Ziya'ya ait de­ğildir?
A) Bir Acı Hikaye B) Bir Yazın Tarihi
C) Solgun Demet D) Nemide
E) Yaban

75. Şiirlerinde Namık Kemal'in etkileri açıkça görülür. Mal­ta Geceleri adlı şiiriyle milli ve manevi duyguları vurgu­lar. Osmanlıcılık anlayışına bağlıdır.
Yukarıdaki parçada sözü edilen sanatçı aşağıdaki­lerden hangisidir?
A) Süleyman Nazif B) Tevfik Fikret
C) A. Hikmet Müftüoğlu     D) Cenap Şebabettin
E) Ali Ekrem Bolayır

76. Servet-i Fünun edebiyatının en çok şiir yazan şairdir. Şiirlerinin genel itibariyle konusunu "kadın" oluşturur. Kısmen ulusal değerlere yer verdiği şiirleri de vardır. Buhran, Siyah Kitap önemli eserlerinden bazılarıdır.
Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Ahmet Şuayp B) Ahmet Cemil
C) Süleyman Nazif D) Celal Sahir Erozan
E) Faik Ali Ozansoy

77. Aşağıdaki olaylardan hangisi Servet-i Fünun ede­biyatının başlamasına vesile oldu?
A) Ziya Paşa'nın Harabat adlı eleştiri yazısını yazması
B) A. Hamit'in ilk pastoral şiir örneğini vermesi
C) Tanzimat Fermanı'yla ilk özel gazetenin çıkarılması
D) T. Fikret'in Han-ı Yağma şiirinin dergide yayımlan­ması
E) R. Mahmut Ekrem'in Servet-i Fünun dergisinin başyazarlığına getirilmesi

78. Edebiyat-ı Cedide anlayışını benimsemeyen ve bu topluluğun dışında kalan sanatçılar da vardır.
Aşağıdakilerden hangisinde bu sanatçılar doğru olarak verilmiştir?
A) Hüseyin Siret - Ahmet Şuayp
B) Faik Ali Ozansoy - H. Rahmi Gürpınar
C) Ahmet Rasim - Celal Sahir Erozan
D) Ali Ekrem Bolayır - Süleyman Nazif
E) Ahmet Rasim - Hüseyin Rahmi Gürpınar

79. Aşağıdakilerden hangisinde bir bilgi yanlışı var­dır?
A) İlk psikolojik roman örneği "Eylül", Servet-i Fünun döneminde yazılmıştır.
B) Edebiyat-ı Cedide'de Batı edebiyatı takip edilmiş ve oradaki her yenilik edebiyatımıza yansıtılmaya çalışılmıştır.
C) Tevfik Fikret dışında hiçbir sanatçı yapıtlarında top­lumsal konulara yer vermemiştir.
D) Servet-i Fünun edebiyatı romanlarında ağır bir edebiyat dili oluşturulmuştur.
E) Servet-i Fünun şiirinde kafiye ve ahenge hiç önem verilmemiştir

80. Şiirinde kişisel duygularının yanında toplumsal duygu­lara da yer vermiştir. "Ordunun Defteri" ve "Zilal-ı İl­ham" önemli eseridir.
Yukarıdaki parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakiler­den hangisidir?
A) Ahmet Cemil B) Ali Ekrem Bolayır
C) Hüseyin Siret D) Süleyman Nazif
E) E. Bülent Serdaroğlu

81. Servet-i Fünun edebiyatının en önemli şairlerinden bi­ridir. Bütün şiirlerinde aruz ölçünü kullanmıştır. Sembo­lizm akımından etkilenerek şiirde musikiye ve ahenge önem verir. Elhan-ı Şita adlı şiirini serbest müstezat tarzında yazmıştır.
Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Tevfik Fikret B) Cenap Şehabettin
C) Süleyman Nazif D) Ahmet Rasim
E) E. Bülent Serdaroğlu

82. Ahmet Cemil, Mekteb-i Mülkiye'nin son sınıfına geçe­ceği yıl babasını kaybeder. Şiire düşkündür. Fransızcayı iyi bilir. Geleceğin büyük bir şairi olacağını, zengin bir ailenin çocuğu olan okul arkadaşı Hüseyin Nazmi'nin kız kardeşi Lamia'yla evleneceğini düşünür. An­cak hiçbir hayali gerçekleşmez.
Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerin hangi­sinde verilmiştir? A) Mai ve Siyah B) Şık
C) Mürebbiye D) Eylül
E) Son Emel

83. Aşağıdaki yazarlardan hangi ikisi roman türünde eser vermiştir?
A) Süleyman Nazif - H. Cahit Yalçın
B) Ahmet Rasim - Halit Ziya Uşaklıgil
C) Mehmet Rauf - Hüseyin Rahmi Gürpınar
D) Tevfik Fikret - A. Hikmet Müftüoğlu
E) Cenap Sahabettin - Ahmet Şuayb

84. I. Nazmı nesre yaklaştırmış, şiiri serbest duruma
getirmiştir
H. Batı edebiyatı nazım biçimlerinden "sone" ve "terza-rima"yı kullanmıştır
III. Bütün güzelliğini değil, parça güzelliğini esas al­mıştır.
IV. Romantizmden etkilenerek şiirleri oluşturmuştur.
Yukarıdaki özelliklerden hangileri Tevfik Fikret'e aittir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) I. ve IV. E) III. ve IV

85. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi Servet-i Fünun sanatçıları arasında yer almaz?
A) Süleyman Nazif B) Ahmet Şuayb
C) Celal Sahir Erozan       D) Faik Ali Ozansoy
E) Ahmet Haşim

86. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun şiirinin özelliklerinden biri değildir?
A) Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
B) Şiirde nazım nesre yaklaştırılmıştır.
C) Konu bütünlüğü yerine beyit bütünlüğü esas alın­mıştır.
D) Kafiye göz için değil kulak içindir, anlayışı benim­senmiştir.
E) Dil oldukça ağır, sanatlı ve süslüdür.
87. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun romanının özelliklerinden biri değildir?
A) Kahramanlar genellikle seçkin tabakadan seçilmiş­tir.
B) Romanın akışı kesilmemiştir.
C) Konu olarak İstanbul dışına çıkılmamıştır.
D) Eserler genellikle hüzünlü bir sonla biter.
E) Oldukça sade ve anlaşılır bir dille yazılmıştır

88. Aşağıdakilerin hangisi Servet-i Fünun şairlerinin ortak özelliği değildir?
A) Fransız edebiyatından yeni imgeler ve kavramlar almışlardır.
B) Parnasizm ve sembolizm akımlarından etkilenmiş­lerdir.
C) Batılı nazım biçimlerini kullanmışlar.
D) Bireysel konularda şiirler yazmışlar.
E) Şiirde toplum eğitimini sağlamak için çabalamışlar­dır.

89. Türk edebiyatında natüralizmin ilk büyük temsilcisidir. Çağdışı gelenek ve göreneklerle, batıl inançlarla alay eder. Günlük konuşma dilini ustalıkla kullanır. Şık, Şıp­sevdi, Mürebbiye onun romanlarından bazılarıdır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Memduh Şevket Esendal
B) A. Mithat Efendi
C) Halit Ziya Uşaklıgil
D) Refik Halit Karay
E) Hüseyin Rahmi Gürpınar

90. Aşağıdaki yazarlardan hangisi "Serveti Fünun" dö­neminde yaşadığı halde bu akıma katılmamıştır?
A) Mehmet Rauf B) Ahmet Rasim
C) Halit Ziya Uşaklıgil       D) Cenap Sahabettin E) Tevfik Fikret

91. Edebiyatımızda mensur şiiri bir tür haline getiren sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Rauf B) A. Hikmet Müftüoğlu
C) Hüseyin Cahit Yalçın     D) Halit Ziya Uşaklıgil E) Tevfik Fikret

92. Dehri Efendi, yaşlı bir zengindir. Yalısında oğlu Şem'i, kızı Melahat, damadı Sadri ile birlikte oturmakta; bir cariyeden olma Nezahat ile Vahip'e Anjel adında kadın bir eğitimciden ders aldırmaktadır. Anjel, Parislidir; bir tüccarın metresliğinde İstanbul'a gelip yerleşmiş, aşüf­te bir kadındır. Kısa bir zaman diliminde yalıdaki bütün erkekleri etkisi altına alır.
Yukarıda bir bölümü kısaca anlatılan eser, aşağıda­kilerden hangisidir?
A) Aşk-ı Memnu B) Kırık Hayatlar
C) Mürebbiye D) Nadide
E) Eylül

93. Tevfik Fikret —- şiirinde gençlere seslenmiş ve gelece­ğin umudunun gençlerde olduğunu vurgulamıştır. — adlı eserinde ise inançlarını yitirmiş olduğunu ortaya koymuştur.
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki­lerden hangisi getirilmelidir?
A) Ferda - Tarih-i Kadim
B) Sis - Bir Lahza-i Taahhur
C) Haluk'un Defteri - Şermin
D) Doksan Beşe Doğru - Han-ı Yağma
E) Sis – Şermin

94. Aşağıdakilerden hangisi Fecr-i Ati sanatçılarından biri değildir?
A) Yahya Kemal Beyatlı     B) Celal Sahir C) Şebabettin Süleyman    D) Ahmet Haşim E) Aka Gündüz

95. Aşağıda Fecr-i Ati ile ilgili verilen bilgilerden han­gisi yanlıştır?
A) Roman dili ve üslubunda yapmacık bir tavır sergi­lerler.
B) Arapça ve Farsçadan yeni kelimeler almışlardır.
C) Şiir dilini konuşma dilinden uzaklaştırmışlardır.
D) Romanlarında insan betimlerine ve psikolojisine önem vermişlerdir.
E) İddia ettikleri tüm yenilikleri gerçekleştirmişlerdir.

96. Aşağıdakilerden hangisi Ahmet Haşim'in özellikle­rinden biri değildir?
A) Hece ölçüsünü hiç kullanmamış, hep aruzla yaz­mıştır.
B) Aşk ve tabiat; şiirlerindeki en belirgin konulardır.
C) "Sanat, toplum içindir." ilkesiyle eserler vermiştir.
D) Fecr-i Ati döneminin en başarılı şairidir.
E) Okuyucunun hayal gücünü uyanık tutan bir üslup yakalamaya çalışır.

97. Aşağıdaki eserlerden hangisi Ahmet Haşim'e ait­tir?
A) Göl Saatleri B) Siyah Gözler
0) Hayat-ı Muhayyel        D) Tarih-i Kadim E) Evrak-ı Leyal

98. I. Ahmet Haşim - Riyale
II. Hüseyin Rahmi - Gecelerim
III. Ahmet Rasim - Gülüp Ağladıklarım
IV. Halit Ziya Uşaklıgil - Şermin
V. Hüseyin Cahit Yalçın - Hayat-ı Hakikiye Sahneleri
Yukarıdaki yazar - eser eşleştirmelerinden hangi ikisi yanlıştır?
A) I. ve II. B) II. ve IV.        C) III. ve IV.
D) II. ve V. E) IV. ve V.

99. Aşağıdakilerden hangisi Fecr-i Aticilerin yapmak istediklerinden biri değildir?
A) Batı'yı takip etmek ve edebiyata Batı'nın ışığında yön vermek
B) Genç sanatçıların yetişmesini sağlamak için kütüp­hane kurmak
C) Batı'daki birçok eseri Türkçeye kazandırmak için dil komisyonu kurmak
D) Edebiyat ve fikir konularında konferanslar vererek halkı eğitmek
E) Türkçenin eski değerini kazanması için sözlükler yazılmasını sağlamak

100. "Haristan ve Gülistan" adlı eserinde Servet-i Fünun dergisinde yayımladığı bazı hikayelerini bir araya geti­ren sanatçı, ikinci kitabı "Çağlayanlar"da Türk kültürü­nün özelliklerini, milli değerleri yansıtan on altı hikaye yazmıştır.
Yukarıda sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden han­gisidir?
A) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
B) Hüseyin Cahit Yalçın
C) Süleyman Nazif
D) Halit Ziya Uşaklıgil
E) Mehmet Rauf

101. Aşağıdakilerden hangisi Fecr-i Ati Topluluğu için söylenemez?
A) Eleştirdikleri Servet-i Fünunculardan hiç etkilenme­mişlerdir.
B) Edebiyatımızda, bildiri yayımlayarak ortaya çıkan ilk edebi topluluktur.
C) Sanat şahsi ve muhteremdir, görüşü doğrultusun­da sanata çok değer vermişlerdir.
D) Topluluğun birçok sanatçısı daha sonra Genç Ka­lemler dergisi etrafında toplanmıştır.
E) Fecr-i Ati çizgisini sürdüren en güçlü sanatçıları Ahmet Haşim olmuştur.

102. Ona göre şiir, anlamak için değil, hissetmek içindir. Şi­ir dili, musiki ile söz arasında, sözden çok musikiye ya­kın bir dildir. Yani bu dil, bir açıklama aracı değil, telkin aracıdır. Onun şiirinde sözcükler anlam değerinden çok müzikal değerleriyle öne çıkar. Şiirin anlamının açık olması gerekmez. Çünkü şiirin doğduğu yer bilinçaltıdır.
Yukarıda şiir ile ilgili görüşleri verilen sanatçı aşa­ğıdakilerden hangisidir?
A) Tevfik Fikret B) Ahmet Haşim
C) Cenap Sahabettin        D) Tahsin Nahit E) Süleyman Nazif


11. SINIF EDEBİYAT / DİL VE ANLATIM ÖDEV TAKİP FASİKÜLÜ CEVAP ANAHTARI

Dil ve Anlatım - Edebiyat

1. B
2. C
3. B
4. E
5. C
6. D
7. B
8. A
9. A
10. E
11. D
12. D
13. C
14. A
15. D

16. C
17. A
18. A
19. E
20. B
21. C
22. D
23. B
24. D
25. C
26. B
27. C
28. C
29. E
30. A

31. B
32. C
33. E
34. C
35. A
36. C
37. A
38. B
39. C
40. B
41. B
42. D
43. E
44. E
45. C
ÖTF-2
46. C
47. A
48. B
49. D
50. D
51. E
52. B
53. B
54. E
55. C
56. D
57. C
58. E
59. D
60. A

61 A
62. A
63. E
64. E
65. E
66. E
67. B
68. A
69. E
70. C
71. D
72. A
73. B
74. E
75. A

76. D
77 E
78. E
79. E
80. B
81. B
82. A
83. C
84. A
85. E
86. C
87. E
88. E
89. E
90. B

91. D
92. C
93. A
94. A
95. E
96. C
97. A
98. B
99. E
100. A
101. A
102. B





















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.