Soru 1
Bir sanatçıyı anlamak kolay değildir. Evet, duygulanırız, coşkuya kapılırız, ağlarız; ama bunlar bizim bir sanat yapıtını, bir sanatçıyı anladığımızı göstermez tam olarak. Sanatçı ne demek istiyordu, biz neyi anladık? Bu soru, çoğunlukla yanıtsız kalır. Shakespeare'in hâlâ yorumlanması, onu tümüyle anlayamadığımızı göstermiyor mu?
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişisel düşüncelere yer verilmiştir.
B) Anılardan yararlanılmıştır.
C) Örneklendirme yoluyla, düşüncenin inandırıcılığı sağlanmıştır.
D) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
E) Anlatılmak istenen, soru yoluyla pekiştirilmiştir.
Soru 2
(I) Toroslar'ın, gökyüzüne yükselen en üst sınırı, Pozantı arkasında ortaya çıkar. (II) Gökyüzünün kuzey ufkuna doğru bir şahin gagası gibi yükselir, 3583 metreye ulaşarak "Medetsiz Tepesi" adını alır. (III) Karla kaplı doruğun şiddetli rüzgârı, ayazı canlıları yakar kavurur. (IV) Beyaz yatağından hiç kalkmayan karlarla buzulların soğuttuğu o dorukların taşı toprağı hiç güneş görmez. (V) Ay ise, yoğun bulutların arasından başını uzatarak ara sıra gülümsemekle yetinir.
Bu parçanın hangi cümlelerinde, sanatlı söyleyişe yer verilmiştir?
Bu parçanın hangi cümlelerinde, sanatlı söyleyişe yer verilmiştir?
A) I. ile II.
B) II. ile IV.
C) III. ile IV.
D) IV. ile V.
E) II. ile V.
Soru 3
Bu sanatçının yapıtlarında, toplumun büyük kesiminin yaşama koşulları, özlemleri, sevinçleri, acıları usta bir fotoğrafçı gözüyle çekilen fotoğraflar gibi eksiksiz yansıtılmıştır. Onun yapıtları, ışık düzeni iyi ayarlanmış, perspektifi yerinde bir fotoğraf gibidir.
Aşağıdakilerden hangisi, parçada, yapıtlarından söz edilen sanatçının anlatım özelliğine örnek gösterilebilir?
Aşağıdakilerden hangisi, parçada, yapıtlarından söz edilen sanatçının anlatım özelliğine örnek gösterilebilir?
A) Bu yazarın hiçbir eserini beğenmediğimi daha önce de söylemiştim.
B) Yazar, ilk yapıtıyla bende büyük bir hayranlık uyandırmıştı; ama yanılmışım.
C) Özdemir Asaf'ın şiirlerinde insanı çarpan, hayal dünyasına sürükleyen bir şeyler var.
D) Cahit Sıtkı, Otuzbeş Yaş şiirinde: "Dante gibi ortasındayız ömrün." diyor.
E) Çeviri yapıtları sevemiyorum; çünkü onlar, anadilimin tadını vermiyor bana.
Soru 4
Erzurum'a varır varmaz, sıfırın altında, pırıltılı bir soğuk karşılıyor bizi. Soğuğun dayanılmaz etkisiyle terminalin çevresindeki sokak lambaları parçalanmış gibi. İnsanların iliklerine biriktirdikleri ne kadar sıcak varsa hepsi çekip gitmiş. Erzurum, dişlerini birbirine tak tak vuruyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine başvurulmamıştır?
A) Sıfatlardan yararlanma
B) Kişileştirme sanatına başvurma
C) Ad aktarmasına yer verme
D) Kişisel duyguları belirtme
E) Örneklendirmelere başvurma
Soru 5
Bozdağ yönünden bir bulut büyüyerek, karararak geliyordu. Köylüler, buluta benzemeyen bu kara yığına bakıyordu. Herkes, ırmağın kıyısına toplanmıştı. Yüreklerini korku sarmıştı. Karanlık bulutu geldi, dağın doruğuna sıvandı. Bir süre orada döndü durdu. Dağdan, tuhaf uğultular, birtakım sesler geliyordu. Kırlangıçlar, ansızın başlayan, yoğun bir yağmur gibi köyün içine indi kalktı.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Duyulara seslenilmiştir.
B) Benzetmeden yararlanılmıştır.
C) Okura bilgi verme amaçlanmıştır.
D) Dış dünyayla ilgili izlenimler yansıtılmıştır.
E) Eylemler oluş sırasına göre verilmiştir.
Soru 6
Ağız kuruluğunu gidermek için yanında taşıdığı limondan bir parça emdi. İçi yanıyordu. Dudakları, ağzı kupkuruydu. Günlerdir şöyle doya doya ne yedi, ne içti. Birkaç lokmayı bile güçlükle yutabiliyordu. Sabah, incecik bir dilim ekmeğe azıcık bal, bütün yediği buydu. Yarım bardak çayı bile içemedi. Her şey tadını yitirmişti sanki.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Öyküleyici anlatımdan yararlanma
B) Tatma duyusundan yararlanma
C) Görsel öğelerden yararlanma
D) Sıfatlardan yararlanma
E) İşitsel öğelerden yararlanma
Soru 7
Ressam, bir elinde sehpası, öbür elinde boya kutusu ile rıhtımın sağına soluna bakındı. Dün akşam Haliç üzerinde batmakta olan güneşin arkadan vurarak yelkenlerini sırmalı gibi parlattığı, yassı ve alçak kömür kayıkları, şimdi kuşluk vaktinin göz kamaştırıcı aydınlığı içinde pek kirli suratlı, hırpani, asıl durumlarına pek yakın bir görünüm içindeydi.
Bu parçada, aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri örneklendirilmiştir?
Bu parçada, aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri örneklendirilmiştir?
A) Öyküleme - tartışma
B) Açıklama - öyküleme
C) Tartışma - betimleme
D) Tartışma - açıklama
E) Öyküleme - betimleme
Soru 8
Kocaman bir kuş, kanatlarıyla gökyüzünü arşınlıyordu. Tüylerinin renklerinde yansıyan akşam güneşinin ayrışımlarıyla renkleniyordu gökyüzü. Sürekli değişen motiflerden dokunmuş bir koca kilimdi kanatları. Her dönüşünde biraz daha alçalıyordu. Ve birden geriverdiği kanatlarıyla gökyüzünü iz iz yarıp uzaklaştı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Öyküleme - örneklendirme
B) Açıklama - betimleme
C) Betimleme - öyküleme
D) Öyküleme - karşılaştırma
E) Benzetme - tartışma
Soru 9
Dil doğal gelişimine bırakılmalıdır." görüşü, oldukça tehlikelidir. Tehlikesi, bu görüşün ilk anda çok doğru görünmesidir. Oysa, yanıltıcıdır bu. Dil bilincinin oluşmadığı dönemlerde, gerçekten de "kendiliğinden" diye nitelenebilecek bir gelişim olmuştur. Ancak, dil sorunu bir kez ortaya atıldıktan sonra "işi oluruna bırakma" söz konusu değildir. Türkiye'de her aydın, kalemi eline aldığı anda dil kavgasında yerini alır. "Millet" yerine "ulus" ya da "ulus" yerine "millet" diyen birinin, dil konusunda yansız olduğu düşünülebilir mi?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
<BR< div>
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
<BR< div>
A) Açıklama
B) Betimleme
C) Öyküleme
D) Tartışma
E) Örnekleme
Soru 10
Adam, bahçenin kenarındaki tulumbaya yaklaştı. İşliğinin yakasını açtı. Kollarını sıvadı. Kasketini duvardaki çiviye astı. Onu gören karısı, kucağındaki yün yumağını atıp elinde havluyla kocasının yanına geldi ve "Çekeyim tulumbayı." dedi.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Betimleme
B) Öyküleme
C) Tartışma
D) Açıklama
E) Kanıtlama
Soru 11
Köşe yazarlığı hem çok kolaydır hem de çok zordur. Öyle bir an gelir ki sana ayrılan köşe ya çok büyür, ya da çok küçülür. Yazacağın konuda donanımlı ve birikimli değilsen, köşedeki boşluk büyüdükçe büyür, kocaman bir beyazlığa dönüşür. Eğer o konuda kafan ve yüreğin dopdoluysa, bu boşluk küçüldükçe küçülür; yetmez olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama
B) Karşılaştırma
C) Öyküleme
D) Betimleme
E) Tartışma
Soru 12
Magazin dergileri, gündelik hayattan kaçışı sağlar gibi görünse de sonuçta, insanı yeniden dosdoğru gündelik hayatın içine atar. Bu özelliğiyle lastikle kaplanmış bir duvar gibidir. Kendisine atılanı, yumuşak inişle, geldiği yere gönderir; ama bir değişiklik olmuş yanılgısı da yaratır. Serüveni kalmamış insanlara hayali serüvenler yaşatır.
Bu sözleri söyleyen yazarın amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
Bu sözleri söyleyen yazarın amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Görüntü oluşturmak
B) Kanıları değiştirmek
C) Olay içinde yaşatmak
D) İzlenim kazandırmak
E) Düş gücünü kamçılamak
Soru 13
Gözüm, gözlerden kıskanır şirin yüzünü,
Ürkek sevdalar yazarsın güncelere.
Gücüm yetmez anlatmaya özünü,
Teni gül kokan, küskün naz çiçeğim!
Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
Ürkek sevdalar yazarsın güncelere.
Gücüm yetmez anlatmaya özünü,
Teni gül kokan, küskün naz çiçeğim!
Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
A) Benzetmelerden
B) Görsel öğelerden
C) Kişileştirmeden
D) Nitelik bildiren sıfatlardan
E) Koklama duyusundan
Soru 14
Kurtuluş" filmi, savaş konusunun ağırlıkta olduğu bir yapımdır. (I) Konusu doğrultusunda savaş sahnelerine özel bir önem verilmiştir. (II) Gerek dekor ayrıntıları gerekse insan malzemesi açısından hiçbir çabadan kaçınılmamıştır. (III) Gelgelelim bütün bunlar, önemli bir eksikliği gidermeye yetmemiştir. (IV) Kitlesel savaş sahneleri içinde yer yer bireysel doruk noktaları oluşturulamamıştır. (V) Bir sivil ile bir askerin kısacık bir karşılaşmasında, bir kişinin yüz çizgileri ya da iç monoloğunda savaş anlamlandırılamamıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen filmde görülen eksiklik örneklendirilmiştir?
<BR< div>
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen filmde görülen eksiklik örneklendirilmiştir?
<BR< div>
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Soru 15
Öykü, özellikle seçilmiş bir hedefe fırlatılan ok gibidir. Gerilimi, hızı bellidir. Bu yüzden, ilk cümleyle yola iyi çıkılmazsa öykü hedefini şaşırır. Onu, sonradan hedefe doğrultmak da olanaksızlaşır. Oysa roman bir dantel gibidir; ayrıntı ayrıntı örülerek yazılır ve daha kolaydır.
Bu parçanın yazarı, düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerin hangilerine başvurmuştur?
Bu parçanın yazarı, düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerin hangilerine başvurmuştur?
A) Benzetme - tanımlama
B) Örneklendirme - karşılaştırma
C) Tanımlama - tanık gösterme
D) Örneklendirme - betimleme
E) Karşılaştırma - benzetme
Soru 16
Edebiyat, her şeyden önce bir söz ustalığıdır. Bu bakımdan dil, yalnız romanın değil, bütün edebiyat dallarının temel öğesidir. Bir çiftçi için toprak, marangoz için kereste, demirci için demir neyse, edebiyatçı için de dil odur. Bu gerçeği H. Rahmi şöyle dile getirmiştir: "Edebiyat, amacına doğru yükselmek için çırpacağı kanatlarının gücünü, dilden alacaktır."
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisine başvurulmamaştır?
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisine başvurulmamaştır?
A) Açıklamaya
B) Örneklemeye
C) Tanık göstermeye
D) Tanımlamaya
E) İlgi kurmaya
Soru 17
İnsanların tüm mutlulukları ve acıları, eylem biçiminde belirir." demiş, Aristoteles. Biz, bunun böyle olmadığını düşünüyoruz. Bize göre, mutluluğun ve mutsuzluğun asıl yeri, her birimizin için için yaşadığı, ancak kişileri yoluyla romancıya açık olan gizli yaşamdır. Gizli yaşam, dıştan bakınca hiçbir belirti göstermeyen yaşamdır; yoksa pek çok insanın sandığı gibi, ağızdan gelişigüzel çıkan bir sözün, bir iç çekmenin dışa vurduğu yaşam değil.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
<BR< div>
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
<BR< div>
A) Konuyu tartışma içinde sunma
B) Kanıları öne çıkarma
C) Açıklayıcı anlatım yolunu seçme
D) Benzetmeden yararlanma
E) Tanımlamaya yer verme
Soru 18
Aşağıdakilerden hangisinde bir kavram onabağlı karşıtlıklar söylenerek belirginleştirilmiştir?
A) Tiyatro bir toplumun aynasıdır; bakmasını bilen herkes, orada kendini seyreder.
B) Sanat yapıtının iyisi, yaşamadıklarımızı yaşatır; kötüsü ise eğlendirir.
C) Tiyatro, iç yanması ve gözyaşı; kahkaha ve çiçeklenme okuludur.
D) Türk şiir geleneği, yetkinliğini kanıtlamış ustaların armağanıdır.
E) Yunus, Nazım ve ötekiler olağanüstü özellikleriyle şiirimize damgalarını vurmuşlardır.
Soru 19
Yazısına "Divan şiirini tümüyle toplumsal içerikten yoksun sayamayız." cümlesiyle başlayan bir yazar, savını inandırıcı kılmak için özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurur?
A) Tanık göstermeye
B) Tanımlamaya
C) Örneklemeye
D) Karşılaştırmaya
E) Tartışmaya
Soru 20
Sanat tarihimize baktığımızda, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde sanatçılar, sarayın ve devlet ileri gelenlerinin koruyucu kanadı altında gelişmişlerdir. Sinan'ın Sinan, Bâki'nin Bâki olmasında Kanuni'nin de biraz payı vardır. Nedim'in yetişmesinde Damat İbrahim Paşa'nın hiç mi rolü yoktur?
Bu parçanın yazarı, ilk cümlede öne sürdüğü savını inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisinden yararlanmıştır?
Bu parçanın yazarı, ilk cümlede öne sürdüğü savını inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisinden yararlanmıştır?
A) Tanımlamadan
B) Benzetmeden
C) Karşılaştırmadan
D) Tanık göstermeden
E) Örneklendirmeden
Soru 21
Şiir, zarif bir düşünceyle kaynaşmış musikidir. Şiir sanatı, hiç kuşkusuz sanatların en gücü ve en heyecan vericisidir. Gerçek şiir, güzel şiir sabır ister. Güzel bir şiir yavaş yavaş olgunlaşır, tıpkı meyve gibi. Aradaki fark ne? Gerçek meyveyle balmumundan meyve arasındaki fark neyse o; çünkü balmumundan meyve yapmak için de sabır gerek. Bu konuda Paul Valery'nin, "Şiir ne düşüncelerle, ne de duygularla yazılır; şiir sözcüklerle yazılır." sözü ne kadar doğrudur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
A) Örneklendirme
B) Karşılaştırma
C) Benzetme
D) Tanık gösterme
E) Tanımlama
Soru 22
Şiirsel söylemi kendinden öncekilerden öğrenen genç şair, şiirsel gerçeği de hayattan, kendi hayatından, başkalarının hayatından, nesnel gerçeklerden öğrenir. Bir şairin bunları başkalarının yapıtlarından öğrenmesine pek olanak yoktur. Kendi telefon direğine, kendi telgraf direğine, kendi vericisine sahip olmak istemiyorsa o başka...
Parçanın son cümlesinde belirtilmek istenen anlatım özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
Parçanın son cümlesinde belirtilmek istenen anlatım özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
A) özlülük
B) özgünlük
C) etkileyicilik
D) içtenlik
E) yoğunluk
Soru 23
Anlamdaş sözcükler, dili, yelkovanı dolaşıp durmasına karşın, akrebi hep aynı sayıyı gösteren bozuk saate döndürür. Sözcükler değişir; ama düşünce hep olduğu yerde kalır. Aynı sahnelemede bir rolü birden çok oyuncuyla canlandırmak nasıl olanaksızsa, aynı düşünceyi anlamdaş sözcüklerle anlatmak da öylesine olanaksızdır.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Betimlemeye
B) Örneklemeye
C) Karşılaştırmaya
D) Tanımlamaya
E) Benzetmeye
Soru 24
Divan şairleri, sözcükleri dizip işleme konusunda ince hünerler sergileyen kuyumcular gibidir. Belki onlar çok süslü, göze çok çarpan şiirler yazmışlardır; ama, ne yazık ki, bütün bu sahte ürünler, geniş, aydınlık salonlarda yetişen renkli, gözalıcı çiçeklere benzerler. Uzaktan bize çok alımlı, çok olağanüstü görünen, o bilinmeyen ve sıcak ülkelerin bu göz kamaştıran ürünleri nasıl açık havaya, sert bir rüzgâra dayanamazsa, yaşam ile ilgili olmayan böyle bir edebiyat da zamanın kasırgaları önünde savrulup gitmeye mahkûmdur.
Bu parçada yazar söylediklerini etkili kılmak için aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
Bu parçada yazar söylediklerini etkili kılmak için aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
A) Karşılaştırma
B) Betimleme
C) Örnek verme
D) Benzetme
E) Tanımlama
Soru 25
Dostluk, gönüllerimizin beraber olmasını sağlayan bir raslantı ya da zorunlulukla edindiğimiz yakınlıklardır. Dost, birinin iyiliğini isteyen, onu içten seven kimsedir. Dost olmaktan, dostluk kurmaktan daha güzel, daha insanca ne olabilir ki...
Bu parçada, düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Bu parçada, düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Karşılaştırma - tanımlama
B) Tanımlama - örnekleme
C) Kanıtlama - karşılaştırma
D) Benzetme - karşılaştırma
E) Tanımlama - kanıtlama
Soru 26
Bir gün ölürüm ben;
Belki bir gece treninin camına düşer başım.
Dışarda bir telgraf teli çizip gider karanlığı,
İçerde yolcular uyuduğumu sanır.
Yalnızca bir kız, düşürdüğüm gülücükten anlar öldüğümü;
Yakama bir gözyaşı iliştirir.
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Belki bir gece treninin camına düşer başım.
Dışarda bir telgraf teli çizip gider karanlığı,
İçerde yolcular uyuduğumu sanır.
Yalnızca bir kız, düşürdüğüm gülücükten anlar öldüğümü;
Yakama bir gözyaşı iliştirir.
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama
B) Öyküleme
C) Tartışma
D) Betimleme
E) Örnekleme
Soru 27
Yazarın, bu yapıtında, kahramanının "bir şeyi sağlamlaştırıp kurmak için" nasıl çabaladığını, gerekli ayrıntılar aracılığıyla çok güzel anlattıktan sonra, bunlar yetmiyormuş gibi, anlattıklarına "Tüm bunlar bir şeyi sağlamlaştırıp kurmak içindi." diye bir cümle eklemesi, ustalığına gölge düşürüyor.
Parçaya göre, eleştirmenin sözünü ettiği yazarın anlatımında bulunmasını istediği nitelik nedir?
Parçaya göre, eleştirmenin sözünü ettiği yazarın anlatımında bulunmasını istediği nitelik nedir?
A) tutarlılık
B) yaratıcılık
C) yalınlık
D) akıcılık
E) bütünlük
Soru 28
Bu yazarın sözlerinde bir eğretilik var. Sanki, hiçbir söz kendisine ait değil. Duygularını, düşüncelerini yapmacıksız anlatamıyor, bu nedenle de okuyucuyu sarmıyor anlattıkları. Yazar, kendi cümleleriyle yazmayı küçümsüyor olsa gerek. Oysa, iyi bir anlatımda aranan en önemli özelliklerden biri de içten geldiği gibi, içte doğduğu gibi aktarma değil midir?" diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği yazarın anlatımında bulduğu eksiklik nedir?
A) etkililik
B) yalınlık
C) yoğunluk
D) açıklık
E) doğallık
Soru 29
Mevsim sonbahar. Bulutlar salkım salkım. Gökyüzü boşaldı boşalacak. Çatak içlerinde göçmen kuşlar, yağmuru bekliyorlar. Yağmurun geçmesini, bulutların dağılmasını bekliyorlar. Yolları uzun. Daha, çok iklimlerden geçecekler. Üç gün oldu. Her yağmurda bu kadar beklerlerse kışa yakalanacaklar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kişileştirmeye başvurma
B) Benzetmelerden yararlanma
C) Betimleyici öğeler kullanma
D) Ad aktarmasına yer verme
E) Yorumlamaya başvurma
Soru 30
Şiirin çapraşık ve kat kat atkılarla dokunması, anlamın yok edilmesine yönelik değildir. Bu, nesnenin çok yönlülüğünü tek kumaş üzerinde toplayabilmek için yapılmış olabilir. Şair, anlamı ve imgeleri basamak sözcükler arasına çok iyi serpiştirdiği için, şiir bize çok karanlık ya da kapalıymış gibi gelebilir.
Parçada sözü edilen özellik, aşağıdakilerden hangisi ile adlandırılabilir?
Parçada sözü edilen özellik, aşağıdakilerden hangisi ile adlandırılabilir?
A) bütünlük
B) etkililik
C) yoğunluk
D) yalınlık
E) akıcılık
Soru 31
Devlet Ana", Kemal Tahir'in, üzerinde en çok tartışılan romanı olmuştur. Yayımlandığı yıllarda, kimileri yapıtı göklere çıkarmış, kimileri de yerin dibine batırmıştı. Bu değerlendirmeler yalnızca yapıtın olumluluklarından ya da olumsuzluklarından değil, Kemal Tahir'in kişiliğine duyulan hayranlıktan ya da kızgınlıktan kaynaklanıyordu kuşkusuz. Aradan bu kadar yıl geçtiğine göre, bugün, "Devlet Ana"ya daha serinkanlılıkla baktığımızda gerçeği, bu uç iddiaların arasında bir yerlerde bulmamız doğaldır.
Bu parçanın yazılış amacı, aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçanın yazılış amacı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) İzlenim kazandırmak
B) Olay içinde yaşatmak
C) Açıklamak, bilgilendirmek
D) Düşgücünü geliştirmek
E) Konuyu belirginleştirmek
Soru 32
Şiirlerim her sözcükte ille de şiir olduklarını bildirmezler. Hiçbir yorumu gerektirmezler. Ne bilmecedir, ne de tuzak. Sırları kolay çözülse bile güzellikleri kalır. Başka şiirleri çağrıştırmazlar. Sözcüklerin yerindeliği, dizelerin arılık ve kısalığı, bitmeyen bir söyleşi gibi sürüp gitmesini sağlar onların.
Bu parçada şair, şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir?
Bu parçada şair, şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir?
A) açıklığından B) duruluğundan
B) I. ve III.
C) özgünlüğünden D) akıcılığından
D) III. ve V.
E) yoğunluğundan
Soru 33
(I) Onun neleri sevip sevmediğini ayrıntılarıyla bilmiyorum. (II) Ancak, insanı sevmeyeni sevmediğini çok iyi biliyorum. (III) Esmer yüzündeki Güneyli ifadesiyle esprili ve dost canlısı bir insandır o. (IV) Bir yangını körükleyenleri bile affedecek hoşgörüye sahiptir. (V) İri, siyah gözlerinden "her işin üstesinden gelebileceği" iddiası sezilir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, sözü edilen kişinin görünüşüyle iç dünyası arasında ilgi kurulmuştur?
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, sözü edilen kişinin görünüşüyle iç dünyası arasında ilgi kurulmuştur?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve IV.
D) III. ve V.
E) IV. ve V.
Soru 34
Romanın bir yerinde müşteri kılığındaki genç tezgâhtara yaklaşıyor. Sevdiği kızı soracak ona; ama yazar buna fırsat vermiyor... Yazar, kumaşlar hakkında bilgi vermeyi sürdürüyor. Gereksiz ayrıntılarla boğuyor romanı. Bu da okuyucunun, yapıtı elinden bırakmasına neden oluyor.
Bu parçada eleştirmenin, sözünü ettiği romanda bulduğu eksiklik aşağıdakilerden hangisi olabilir?
Bu parçada eleştirmenin, sözünü ettiği romanda bulduğu eksiklik aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) doğallık
B) yalınlık
C) akıcılık
D) açıklık
E) sadelik
Soru 35
Güney Amerika'nın doğusunu yukarıdan aşağıya kat eden And Dağları'ndan, ince bir su olarak doğar Amazon. Sonra binlerce dere, ırmak, yeraltı suyu katılır ona. Rio Negro Irmağı ile birleştikten sonra görkemli bir görünüm kazanır. Koca kıtayı geçip Atlantik Okyanusu'nun kıyısına geldiğinde ise, yaşamın türküsünü söyleyen dev bir su orkestrasına dönüşür. Okyanusa döküldüğünde 160 km2'lik bir alanda, suyun tuzunu alıp tat değiştirir; okyanusa kafa tutar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
A) Öznel anlatıma yer verme
B) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma
C) Betimleyici öğelerden yararlanma
D) Bilimsel verilere başvurma
E) Ayrıntıların seçiminde duyuların tümünden yararlanma
Soru 36
Ömer Seyfettin'in öykülerindeki olaylar doğadaki olaylardan daha seçkin ve özeldir. Kendini göstermek istemediği halde hemen sezilir. İnsana: Bu, "Ömer Seyfettin'in kaleminden çıkmıştır." dedirtir. İşte onun sanatı!..
Bu parçaya göre, Ömer Seyfettin'in ağır basan niteliği aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçaya göre, Ömer Seyfettin'in ağır basan niteliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) yaratıcılık
B) etkileyicilik
C) çok yönlülük
D) olağanüstülük
E) özgünlük
Soru 37
(I) Yazı ve yazınsal yaratılarda yer alan anlatım biçimleri arasında tartışmacı anlatım da vardır. (II) Bir yargıyı ya da düşünceyi çürütme ve değiştirmedir tartışmacı anlatım. (III) Bunun için de üzerinde durulmak istenen düşünce açıklanır önce. (IV) Sonra da bunun yanlışlığı, nedenleriyle birlikte sergilenir. (V) Nedenlere bağlanmayan tartışmacı anlatım inandırıcı olmaz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi "tanım" cümlesidir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi "tanım" cümlesidir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Soru 38
Genç kadın, martıların çığlıklarına dalmışken denize ateşböceği gibi bir şey uçtu. Bunu bir başkası, bir başkası daha izledi. Kadın, dalgın gözlerle, birbirini kovalayan bu garip böceklerin denizde teker teker eriyişlerini seyretti. Sonra birden az önceki kızgın demir kokusunu hatırlayınca yerinden fırladı. Kapıyı açar açmaz yüzüne çarpan sıcak bir dumanın ortasında, kaptanla çımacıyı yere çömelmiş, kan ter içinde uğraşırken gördü.
Bu parçada hangi duyu organıyla seçilebilen ayrıntılara yer verilmemiştir?
Bu parçada hangi duyu organıyla seçilebilen ayrıntılara yer verilmemiştir?
A) Dokunma
B) Görme
C) Koklama
D) İşitme
E) Tat alma
Soru 39
Bir alıç bilirim Anadolu'da,
Dallarında yüzlerce adak...
Yolcular geçer önünden
Yayan yapıldak.
......
Umutları yeşerir alıcın,
İçini bir kitap gibi okur toprak.
Özlem dolu türküler tutturur,
Karanlıkta yıldızlara bakarak.
Bu dizelerde, aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
Dallarında yüzlerce adak...
Yolcular geçer önünden
Yayan yapıldak.
......
Umutları yeşerir alıcın,
İçini bir kitap gibi okur toprak.
Özlem dolu türküler tutturur,
Karanlıkta yıldızlara bakarak.
Bu dizelerde, aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
A) Benzetme ve kişileştirmeden
B) Görsel ve işitsel öğelerden
C) Halk deyimlerinden
D) Renk bildiren sıfatlardan
E) Gözlem gücünden
Soru 40
(I) Cahit Sıtkı'nın ölümü de doğumu gibi ekim ayına rastlıyor. (II) Önümüzdeki cuma ölümünün otuz beşinci yıldönümü. (III) Türk toplumunda derin izler bırakmış bir şairin ölüm yıldönümü, sessizce geçiştirilmemeli. (IV) Cahit Sıtkı seksen beş yıl önce doğdu, otuz beş yıl önce genç yaşında öldü. (V) Benim kuşağım lise edebiyat kitaplarındaki "Otuzbeş Yaş" şiiriyle tanıdı onu.
Bu parçanın yazarı hangi cümleye kendi duygularını katmıştır?
Bu parçanın yazarı hangi cümleye kendi duygularını katmıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Soru 41
Aşağıdaki yargılardan hangisi diğerlerine göre daha nesnel bir nitelik taşımaktadır?
A) Ben, gece yarısı kaldırımlarına bayılırım; gece yarısı kaldırımlarının özgürlüğüne, kimsesizliğine vurgunum.
B) Yağmurlu havalarda kaldırımlar rugan gibi parlarlar; onlarda gölgemizi görürüz, ruhumuzu sürükleyen iskeletimizin gölgesini.
C) Bütün hayatım onların üstünde geçti, bütün düşlerimi onların üstünde kurdum; severim kaldırımları.
D) Kaldırımların üstünde evimde gibiyim, gelip geçen insanlar konuklarımdırlar, sanki bahçemde geziyorlar.
E) Beyoğlu kaldırımlarındayım, ağır ağır yürüyorum, tespih taneleri gibi havaya dizili ışıklar, üstümde sallanıyor.
Soru 42
Aşağıdaki cümlelerden hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
A) Asım Bezirci'ye göre Kemal Tahir, romanlarında nitelikli insan yaratmaya özen gösterir.
B) Bu sanatçının, bugün olmasa bile, ileride mutlaka anlaşılacağına inanıyorum.
C) Bilmece çözmek için çok şey bilmek gerekmez; ama sözcük dağarcığının geniş olması gerekir.
D) Mayıs ayı gelince, gölün çevresi kuzeyden gelen binlerce kuşla dolup taşardı.
E) Çarşıdaki dükkânların camlarına bir şeyler asılmış, her yan renkli renkli kâğıtlarla donatılmıştı.
Soru 43
Burası büyük, günahkâr, vurdumduymaz, delidolu bir kent! Ben böyle bir yerde sensiz yaşayamam. Bir gün kanıma girer şu kalabalık, şu caddeler, şu tıklım tıklım gazinolar! Burası şarkılar, kadınlar kenti; düşler düş kırıklıkları kenti! Sanki, burada eşini kaybetmiş bir kuşum... Ben bu kentte sensiz, "kendim" kalmayı başaramam.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Benzetme yapılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C) Deyim kullanılmıştır.
D) Mecazlı söyleyişe yer verilmiştir.
E) İzlenimler yansıtılmıştır.
Soru 44
Dağınık saçları özgürlüğünün, bilgeliğinin simgesi gibidir. Geniş, çıkıntılı, oldukça kırışmış alnı, engin deneyimini, havaya hafif kalkık sol kaşı ise kül yutmazlığını gösterir. Bakışları, zekâsının olduğu kadar, sevecenliğinin de yansımasıdır. Kalın kaşlarındaki çatıklık, ödün vermezliğinin işareti sayılır.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
A) Duygulara seslenmeye
B) İlgi kurmaya
C) Benzetme yapmaya
D) Karşıtlıklardan yararlanmaya
E) İzlenimleri belirtmeye
Soru 45
O uçsuz bucaksız ovanın ortasında pamuk topluyordu. Güneş her zamankinden daha yakıcıydı. Göğün mavisinde öyle tostoparlak duruyordu, hain yaz güneşi. Çalışmaya biraz ara verdi. O durunca, ekinlerin hışırtısı da durdu. Tüm gövdesi cayır cayır yanıyor, kavruluyordu. Güneş, kızgın bir çubuktu beyninde; ocakta tavı gelmiş demir hararetiyle kafasının içinde dönüp duruyordu. Gözlerinden kıvılcımlar fışkırıyordu.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Anlatılanlar, belirli bir zaman dilimi içinde geçmektedir.
B) Kişileştirme sanatına yer verilmiştir.
C) Benzetme yapılmıştır.
D) Açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır.
E) Ayrıntıların seçiminde dokunma duyusundan yararlanılmıştır.
Soru 46
Balinaların uzunluğu 1,3 m. ile 30 m. arasında değişir; ağırlıkları da 45 kg. dan başlayıp 150 tona kadar çıkar. Baş bölümünde kalın olan gövde, kuyruğa doğru gittikçe incelir. Arkada ayak benzeri uzantılar bulunmamakla birlikte, iç yapıda incelmiş ayak kalıntılarının izine rastlanır. Yatay biçimde sonlanan kuyruğu, aşağı yukarı hareketiyle hayvanın ileriye doğru yol almasını sağlarken, palete benzeyen yassı uzantılar da dengeye ve yönlenmeye yardımcı olur.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Okuru bilgilendirme amacına yöneliktir.
B) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
C) Görsel öğelere ağırlık verilmiştir.
D) Bir balina ayırıcı özellikleriyle anlatılmıştır.
E) Yorum gerektiren cümleler yoktur.
Soru 47
Kentin gürültüsünden kaçmak için kırlara açılmıştım. Rengârenk bahar dalları, mutluluk sunuyordu gözlerime. Bebek teni gibi nazik toprağın kokusunu duymak, beni alabildiğine rahatlatmıştı. Kuş sesleri, yaprakların fısıldaşmaları, kulaklarımdaki kirliliği bir anda yok etmişti.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Örneklendirmelerden yararlanma
B) Kişileştirmeden yararlanma
C) Benzetme yapma
D) İşitsel öğelere yer verme
E) Duyguları yansıtma
Soru 48
Ağaçların kimilerinde sarılı kızıllı yapraklar, güneşin o sıcacık rengine renk katarken, kimi ağaçlar iyiden iyiye soyunmuştu. Gerçi keskin bir ayaz yoktu; ama rüzgârlar da eskisi gibi ılık ılık esmiyordu artık. Günler bize darılmış sanki, gitgide kısalıyor. Uzun gecelerle yeniden barışmamız gerekiyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
A) İzlenimleri belirtmeye
B) Kişileştirmeden yararlanmaya
C) İkilemelerden yararlanmaya
D) Sıfatlardan yararlanmaya
E) Koklama duyusundan yararlanmaya
Soru 49
Gün batarken, sulanmış toprak kokusu yayan çiçek saksılarıyla bezeli, uzun tahta balkonlar insanlarla doluydu. Giderek koyulaşan karanlık, hepsini yarı yarıya eritiyor; hareketlerini, yapıldığı anda yutulan, hemen soluveren karikatürlere dönüştürüyordu. Gittikçe kararan ara yollarla, rahatsızlanmış gibi yer değiştiren renkli tenteler, buluşacakları insanları bekleyerek dolanıp duran âşıkları andırıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
A) Görsel öğelerde yoğunlaşmaya
B) Kişileştirmeden yararlanmaya
C) Örnekler vermeye
D) Benzetme yapmaya
E) Gözlem gücünden yararlanmaya
Soru 50
Kapı, biri zorluyormuş gibi birdenbire, ardına kadar açıldı. İçeriye bir adam girdi. Biraz önce sığınacak bir yer arayıp duran yabancıydı bu. Girdi, bir adım attı, kapıyı arkasında açık bırakarak durdu. Torbası omzunda, sopası elindeydi. Bakışları sert, yorgun ve öfke doluydu.
Bu parçanın anlatımında bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçanın anlatımında bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eylemleri oluş sırasına göre verme
B) Gözlem gücünden yararlanma
C) Varlıkları devinim içinde yansıtma
D) Değişik yapılı cümleler kullanma
E) İşitsel öğelere yer verme
Soru 51
Yamaç, öğle sıcağının ilk yorgunluğundan kurtulmaya çalışıyordu. Pörsümeye yüz tutmuş yapraklar, hafif yelin serinliğiyle yavaş yavaş canlanıyordu. İkindinin ilk morluğu iniyordu bağa, bahçeye. Bülbül sesi, saka sesi duyuldu yeniden. Derken keklikler, bu seslere kayalıklardan yanıt verdiler.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kişileştirme sanatına başvurma
B) Eylemleri oluş sırasına göre verme
C) Tanımlamalarla söyleyişte yoğunluk sağlama
D) Betimleyici öğeler kullanma
E) Ayrıntıların seçiminde duyulardan yararlanma
Soru 52
Düşünce, bildiri yükü taşıyan şiirler, çoğu kez şiirsel değer taşımaktan uzaktır. Amaç, daha çok, bir düşüncenin yansıtılması olduğu için sonuçta kuru, ünlü sözlere benzeyen birtakım dizeler çıkar karşımıza. Hem bu kuruluğu aşmak hem de gerçek anlamda bir şiir yaratmak güç, doğal olarak. Oktay Rifat'ta da böylesi dizelerin, şiirlerin bulunması hem okuru tedirgin ediyor, hem de ona yakışmıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Açıklama - alıntı yapma
B) Açıklama - örnek verme
C) Tartışma - tanık gösterme
D) Öyküleme - tanımlamalara yer verme
E) Tartışma - karşıtlıklardan yararlanma
Soru 53
Bence, ciddiyetin bir tek biçimi vardır. Bir anlamda tek renktir ciddiyet. Ama gülmek, her biri birbirine karışarak onlarca "ton" üretebilen dört renk. Bütün bu renkleri kenara koyup tek rengi benimsenen özellik saymak, insanın "iç kirliliği" değil midir?
Bu parçanın anlatım biçimi ve başvurulan düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerin hangisinde belirtilmiştir?
Bu parçanın anlatım biçimi ve başvurulan düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerin hangisinde belirtilmiştir?
A) Betimleme - örnekleme
B) Tartışma - karşılaştırma
C) Açıklama - betimleme
D) Tartışma - örnekleme
E) Açıklama - tanımlama
Soru 54
Her bölük, bir ahtapot halkası gibi kıvrılıp şişiyordu. Yer yer parçalanan kalın bir duman tabakasının arkasından görülebiliyordu. Top ve mızıka gürültülerinin arasında atların fırtınayı andıran sıçramaları, miğferler, kılıçlar birbirine karışıyordu. Yedi başlı ejderhanın sırtındaki pulları andıran zırhlar, bunların hepsini gölgede bırakıyordu.
Bu betimlemede aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
Bu betimlemede aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Benzetmeye
B) İşitsel öğelere
C) Masal öğelerine
D) Kişileştirmeye
E) Görsel öğelere
Soru 55
Orhan Veli gibi, bir şiir anlayışına, bir şiir estetiğine karşı çıkmış bir sanatçının halk geleneklerine karşı çıkması da düşünülebilir elbette. Bu düşünce, bir dereceye kadar da doğru olabilir. Ama, bir sanatçının tüm olarak halkından, içinde yaşadığı toplumdan, çevresinden kopması düşünülemez. Kaldı ki Orhan Veli'nin halktan koptuğu da söylenemez. O, halkın, halkı oluşturan bireylerin şiirini yazmıştır bir bakıma: "Fena Çocuk" ve daha başka şiirlerde yaşayanlar böyle değil midir?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Açıklama - benzetme
B) Açıklama - tartışma
C) Öyküleme - betimleme
D) Betimleme - tanımlama
E) Öyküleme - karşılaştırma
Soru 56
Doğada tüm hayvanlar bazı organlarını, kullana kullana geliştirdiler, bazı organlarını da kullanmayarak körelttiler. İnsan beyni, insanın doğaya ve kendine karşı yürüttüğü o çok uzun savaşımın verimli bir meyvesi olmuştur. Düşünce, insanın, doğayla ve kendisiyle kavga ede ede kazandığı çok değerli bir yetisidir.
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
A) Öyküleme
B) Tanımlama
C) Betimleme
D) Açıklama
E) Tartışma
Soru 57
Kurumumuzda görevlendirilmek üzere, bilgisayar konusunda yeterli deneyime sahip, otuz yaşını aşmamış, en az iki yabancı dili iyi bilen elemanlar alınacaktır. İsteklilerin 15 Ocak 1998 tarihine kadar şirketimize başvurmaları rica olunur.
Bu parçanın anlatımı aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
Bu parçanın anlatımı aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
A) İzlenimsel betimlemeye
B) Açıklayıcı öykülemeye
C) Açıklayıcı betimlemeye
D) Sanatsal öykülemeye
E) Açıklayıcı anlatıma
Soru 58
Nedense, "Oyun okunmaz" diye bir önyargı yerleştirilmiş beyinlerimize. Böyle bir önyargıya uydunuz mu, örneğin bütün bir antik dönemi bilmenize, tanımanıza imkân yok. Denecektir ki, o dönemin oyunları oynanır, seyirci de bunları izlerse tanımış olur. Hayır! Bir defa, yalnızca ulaşabildiğiniz tiyatro çevresi ile sınırlı kalırsınız ve o çevrenin sahneye getirmediği yapıtlar, yazarlar yok olur sizin için ya da adlarını duyar; ama ne olduklarını bilemezsiniz onların.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Alıntı yapma
B) Betimleme
C) Açıklama
D) Öyküleme
E) Tartışma
Soru 59
Koca şehir, ayaklarının dibinde dilsiz, ölü gibi yatıyordu. Yukardan bakıldığında yaygın bir renk lekesinden başka bir şey olmayan deniz de öyle! Kıpırtısız bir sessizlikte şehir, deniz, tepeler hepsi bir bütünmüş izlenimi yaratıyordu. Delifişek bir sanatçının biçimlendirip boyadığı sokak fenerlerinin sarı benekleriyle çizilen çizgilerin böldüğü, kestiği sanki hep aynı maddeydi. Ay ışığı, o rengi değiştirmiyordu. Biçimleri belirginleşen cisimler aydınlanmıyor, ışıkla buğulanıyordu.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tartışma
B) Benzetme
C) Öyküleme
D) Açıklama
E) Betimleme
Soru 60
Kadın, çoraplara bir yama daha vurmaya koyuldu. Kocasının aylardır işsiz olduğunu biliyordu. Az önceki adresi belirsiz küfrün nedenini kestirmeye çalıştı. Herhalde evine almak istediği bir şeyi alamayışına küfretmişti. Belki de işleri tıkırında bir tanıdığına... "İşsiz diye selam bile vermiyor adamlar!" demişti bir gün. "Sanki ceplerinden paralarını alacağım!"
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Tartışma
B) Açıklama
C) Öyküleme
D) Betimleme
E) Örnekleme
Soru 61
Sözcük, birbirinden ayrılmayan iki yanı olan bir varlıktır. Bir yanı, zihinde, sessiz okumada bile canlanan "ses imgesi" dir. Bu imgeyi biz, söyleyiş sırasında, sese dönüştürürüz. Sözcüğün öteki yanı, "kavram" ya da "belirtilen" dir. Bunlar, bir kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz ve sürekli olarak birbirini akla getirtir, çağrıştırır.
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
A) Tartışmaya
B) Açıklamaya
C) Betimlemeye
D) Karşılaştırmaya
E) Öykülemeye
Soru 62
Rumelihisarı'nın kuzeyden güneye uzunluğu 250 metre, doğudan batıya genişliği ise 125 metredir. 50 küçük, 20 büyük burcu vardır. Hisar, Karadeniz tarafından gelebilecek bütün saldırıları önleyebilecek özelliklere sahiptir.
Bu parçanın yazılış amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
Bu parçanın yazılış amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) İzlenim kazandırma
B) Kanıları değiştirme
C) Bilgi verme
D) Olay içinde yaşatma
E) Düşünceyi kanıtlama
Soru 63
(I) İnsanın sıradan güçlükler karşısında bile bunaldığı anlar olur. (II) Böyle zamanlarda tutunacak bir dal ararız. (III) Aradığımızı bulamadığımız zaman güneşin aydınlığını bile karanlık görmeye başlarız. (IV) Yalnızlık, içimizi kemiren bir mikrop, bir verem mikrobu olmuştur. (V) Oysa bir şeyi tek başımıza başardığımızda duyduğumuz mutluluk ne büyüktür.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde mecazlı anlatıma yer verilmemiştir?
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde mecazlı anlatıma yer verilmemiştir?
A) I. ve II.
B) II. ve III.
C) III. ve IV.
D) IV. ve V.
E) I. ve V.
Soru 64
Bırakalım, her sanatçı kendi dünyasını yaşasın. Çünkü o dünyalar, sonunda bizim olacaktır. Bize asıl zenginliği, şu içinde yuvarlanıp gittiğimiz dünyada değil, kendi dünyasında yaşayan sanatçı verecektir. Bu konuda, M. Proust'un şu sözlerini nasıl hatırlamamalı: "Tek bir dünyayı, kendi dünyamızı göreceğimiz yerde, sanatla, ne kadar sanatçı varsa, o tek dünyanın o kadar çoğaldığını, sonsuzlukta yuvarlanan dünyalar kadar birbirinden farklı dünyalarımız olduğunu görürüz."
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Tanık gösterme B) Tanımlama
B) Ayrıntıları betimlemeye
C) Örnek verme D) Karşılaştırma
D) İşitsel öğelerde yoğunlaşmaya
E) Tartışma
Soru 65
Ben, hasta ruhları ve sinirli insanları daima yüzlerinin tebessümlü olup olmamasıyla belirlerim. Sinirli adamların yüzleri gülmez. Tebessümden yoksun bir yüz gördüğüm zaman, hemen bunun bir sinir hastasına ait olduğunu anlarım. Tebessüm ruhun sağlamlığı kadar, mutluluğun da habercisidir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur?
A) İlgi kurmaya
B) Ayrıntıları betimlemeye
C) Örneklendirmelerden yararlanmaya
D) İşitsel öğelerde yoğunlaşmaya
E) Sözcüklerin duygusal anlamından yararlanmaya
Soru 66
Aşağıdakilerin hangisinde, bir yazar ya da yapıt hem olumlu, hem olumsuz yönleriyle değerlendirilmiştir?
A) Yakup Kadri, "Yaban" da aydınları eleştirirken onlara yol da göstermiştir.
B) Orhan Veli, "Denize Doğru" adlı yapıtında düzyazıdaki ustalığını da kanıtlamıştır.
C) Yaşar Kemal "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtıyla ulusaldan evrensele uzanmıştır.
D) Halide Edip'in romanlarındaki dil, kılçığının çokluğundan yeme zevkimizi engelleyen balıklar gibidir.
E) Orhan Pamuk, "Cevdet Bey ve Oğulları" romanında tarihçi tavrı takındığı yerler hariç, tarihsel romanın nasıl yazılabileceğini göstermiştir.
Soru 67
Sanatçı, zamanının çocuğudur; ama aynı zamanda o zamanın öğrencisiyse, dahası, gözdesiyse, bu, kendisi için çok kötüdür." demiş, F. Schiller. Bu söz, çok açıktır: Elbette sanatçı, belli bir zamanın koşulları içinde dünyaya gelir. Ama, yalnızca bu koşulları kabul etmesi, kendisini bu koşulların yaratıcılarına beğendirmeye kalkışması yanlıştır. Peki, doğrusu nedir? Sanatçı, çocuğu olarak dünyaya geldiği zamanı ve onun koşullarını değerlendirmeyi ve eleştirmeyi öğrenmeli; bu tutumuyla da, zamanının gözdesi değil, bu zamanı eleştirenlerin doğal sözcüsü olmalıdır.
Bu parçada yazarın, Schiller'den bir alıntı yapmış olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
<BR< div>
Bu parçada yazarın, Schiller'den bir alıntı yapmış olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
<BR< div>
A) Okuyucunun ilgisini çekmek
B) Anlatımını tekdüzelikten kurtarmak
C) Düşüncelerini inandırıcı kılmak
D) Okuyucuda kuşku yaratmak
E) Geniş bir kültüre sahip olduğunu kanıtlamak
Soru 68
Öykülerimde içinizden biri gibi, Ezgi gibi, Ozan gibi olağan çocuklar vardır. Bunun için, öykülerimdeki kişilere "kahraman" demeyin ne olur. Evet, Don Kişot bir kahramandı, düşman sanıp yeldeğirmenlerine saldırıyordu çünkü. Kahraman, aldatılan ve akıllılar tarafından tekrar tekrar aldatılmak için başkalarına tavsiye edilen kimsedir.
Bu parçada yazar söylediklerini inandırıcı kılmak için aşağıdaki yolların hangilerine başvurmuştur?
A) tanık gösterme - benzetme
B) karşılaştırma - istatistiklerden yararlanma
C) tanımlama - alıntı yapma
D) benzetme - karşılaştırma
E) örneklendirme - tanımlama
Soru 69
Öyle güzel ki anadilimin sözcükleri. Elimden gelse hepsini kullanmak isterim şiirlerimde. Mücevher gibi parlarlar, platinden balıklar gibi sıçrarlar. Köpüktürler, ışıktırlar, madendirler ... Ben onlarla düşünür, onlarla duyarım.
Bu sözleri söyleyen ozanın, sözcükleri benzettiği varlıklar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu sözleri söyleyen ozanın, sözcükleri benzettiği varlıklar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) mücevher
B) balık
C) platin
D) ışık
E) köpük
Soru 70
Öznel yargılar, bilimin gerçeğine değil; kişinin beğenisine, duygularına dayanan yargılardır. "En güzel renk mavidir." derseniz öznel bir yargı olur. Nesnel yargılar ise kişisel duygulara, beğenilere değil; nesnenin gerçeğine dayanır. Herkese göre aynıdır. Yanlış ya da doğru olduğu kanıtlanabilir.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tanık göstermeye
B) Örneklemeye
C) Karşılaştırmaya
D) Tanımlamaya
E) İlişki kurmaya
Soru 71
Aşağıdakilerin hangisinde bir kavram ona bağlı karşıtlıklar söylenerek belirginleştirilmiştir?
A) Bu roman, içerik yönünden yeni, biçim yönünden eskimiş değerleri içeriyor.
B) Eleştirmen, yaratılmış bir yapıtı yorumlarıyla zenginleştirir.
C) Lirik ozan, sözcüklerin anlamına değil,ses ve görüntü gücüne bakar.
D) Geçmişi yaşatmaya çalışırsak, geleceği engellemiş oluruz.
E) Bir insanın düşlerinin kaynağı, yaşamından başka bir şey değildir.
Soru 72
Bir şeyin ne olmadığını söyleyip ne olduğunu sezinletmeye çalışmak da bir anlatım yöntemidir.
Aşağıdakilerden hangisi buna örnek gösterilebilir?
Aşağıdakilerden hangisi buna örnek gösterilebilir?
A) Her sanat ürünü gibi, şiir de doğal bir şey değildir.
B) Sanat yapıtı, yaratıcısını da yansıtır.
C) Şarkılarının sözlerini de kendisi yazıyormuş.
D) Sanatçı, özel yaşamıyla ilgili hiçbir şey söylemiyor.
E) Onun yorumu, kulağı tırmalamıyor.
Soru 73
(I) İnsan, topluluklar halinde yaşadığı dönemlerde de sanat yapmıştır. (II) Sanat, beyinsel etkinliğin kaçınılmaz ve vazgeçilmez özgün sembollerinin açığa vurulmasıdır. (III) Sanat sayesinde gerçeklikten edindiği imgelerin anlamlarını çağrışımlı sembollere dönüştürmüştür insanoğlu. (IV) Bu yolla çevresiyle iletişimini yükseltmiştir. (V) Sanat da, soyutlamalar yoluyla çevresini, gereksinmelerine uygun hale getirmek için, değiştirme gücünü elde etmiştir.
Bu parçanın yazarı, numaralanmış cümlelerden hangisinde sanatın tanımını yapmıştır?
Bu parçanın yazarı, numaralanmış cümlelerden hangisinde sanatın tanımını yapmıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Soru 74
Yazarın bu son yapıtı, buzdağı gibi; asıl önemi, göründüğünden daha derinde olmasında yatıyor. Beklenmedik bir anda çarpıyor insanı, insanın düşüncesini tuzla buz ediyor.
Bu parçada sözü edilen yapıtta, aşağıdaki niteliklerden hangisi olmayabilir?
Bu parçada sözü edilen yapıtta, aşağıdaki niteliklerden hangisi olmayabilir?
A) düşündürücülük
B) derinlik
C) yoğunluk
D) nesnellik
E) etkileyicilik
Soru 75
Bu köşedeki yazıları okuyup bitirdiğinizde, "Yazar ne demek istiyor?" diye, sormadan edemiyor insan. Oysa, bu tür yazılarda aranan ilk özellik, böyle bir soruyu sordurmamak olmalıdır. Okuyucu, bulanık ifadelerle yorulmamalı, anlatılmak isteneni kolayca kavramalıdır." diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği yazılarda bulduğu eksiklik nedir?
<BR< div>
<BR< div>
A) akıcılık
B) sadelik
C) açıklık
D) özgünlük
E) doğallık
Soru 76
Bir yazarı ilk, hem de en basit yoldan denemek için, onun yapıtında, görevini yapmayan sözcükleri ararım; anlama hiçbir şey katmayan ya da aklı, anlamın en önemli etmenlerinden daha az önemli etmenlerine çeken sözcükleri.
Böyle düşünen bir okurun "bir yazarı denemesi" onun yapıtlarında hangi özelliği görmek istemesine bağlanabilir?
Böyle düşünen bir okurun "bir yazarı denemesi" onun yapıtlarında hangi özelliği görmek istemesine bağlanabilir?
A) Düşüncede açıklık
B) Anlam bütünlüğü
C) Anlam yoğunluğu
D) Özlü anlatım
E) Anlatım çeşitliliği
Soru 77
Melih Cevdet'in "Kolları Bağlı Odysseus" şiiri beni heyecanlandırdı, düşündürdü; ama rahat etmedim, edemedim bu şiirle. Etseydim belki o kadar çok okumazdım. Dizeleri, görüntüleri, istedikçe anımsardım. Oysa, bu şiirde bazı dizeler her okunuşta başka bir anlam kazanıyor. Her okuyuşumda ilk kez okumuş gibi oluyorum onları.
Bu sözleri söyleyen okur, sözünü ettiği şiirin özellikle hangi niteliğini vurgulamaktadır?
Bu sözleri söyleyen okur, sözünü ettiği şiirin özellikle hangi niteliğini vurgulamaktadır?
A) akıcılık
B) etkileyicilik
C) yoğunluk
D) doğallık
E) içtenlik
Soru 78
Bu ozanımız, en doğru, en güzel sesi bulmuş: Halkın sesini. Böylelikle ondaki ses, artık bir şiir sesi olmaktan çıkmış, bunca yıllık bir geçmişin, acının, dilin ortaklaşa sesi durumuna gelmiştir. Yine de açıklanmaz bir büyü ile kendi sesi olmuştur.
Parçada sözü edilen ozanın şiirlerinin en belirgin özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
Parçada sözü edilen ozanın şiirlerinin en belirgin özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
A) etkileyicilik
B) akıcılık
C) özgünlük
D) doğallık
E) yalınlık
Soru 79
Edebiyat kültürünün ve edebiyat zevkinin en şaşmaz ölçütü, "edebiyatsızlık" tır. "Edebiyat" tan kaçınmak, "edebiyat" yapmamak; çıplak sözün sırrına ermiş bulunmak. İşte gerçek edebiyatın ana koşulu.
Yazarın gerçek edebiyatın ana koşulu saydığı özellik, aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılabilir?
Yazarın gerçek edebiyatın ana koşulu saydığı özellik, aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılabilir?
A) bütünlük
B) açıklık
C) etkililik
D) akıcılık
E) yalınlık
Soru 80
(I) Karlar hızla eriyordu, tepelerden inen bulanık suyun şırıltısından anlaşılıyor bu. (II) Arkadaşlarla çamurlara bata çıka, yalınayak dolaşıyor, dağ tepe demiyorduk. (III) Ayılar, börtü böcek, tüm doğa kış uykusundan yeni yeni uyanıyordu. (IV) Yemyeşil ağaçların dallarından havalanan kuşlar, başka bir ağaçta henüz tatlılaşmamış meyveleri gagalıyordu. (V) Akşama kadar burnumuz kaç çiçeğe eğildi kim bilir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde ayrıntılar, birden çok duyu organı aracılığıyla seçilebilir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde ayrıntılar, birden çok duyu organı aracılığıyla seçilebilir?
A) I. ve II.
B) II. ve III.
C) III. ve IV.
D) II. ve V.
E) I. ve IV.
Soru 81
Biliyorum gölgede senin uyuduğunu,
Bir deniz mağarası kadar sessiz ve serin
Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerin,
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu.
Bu dizelerde ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?
Bir deniz mağarası kadar sessiz ve serin
Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerin,
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu.
Bu dizelerde ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?
A) Görme, işitme, koklama
B) Görme, işitme, dokunma
C) İşitme, dokunma, koklama
D) Tatma, koklama, görme
E) Dokunma, işitme, tatma
Soru 82
Aşağıdaki yargılardan hangisi "kanıtlanabilir nitelikte" değildir?
A) Onun şiirini silin edebiyatımızdan; orası boş kalacak, yerini başka hiçbir şiir dolduramayacaktır.
B) Onun bugüne değin yayımladığı tüm şiirler ölçüsüz ve uyaksızdır.
C) Milli Edebiyat'ın ilkelerinden biri de dilin özleştirilmesiydi.
D) Eleştirmenler, felsefe geleneğinin olmadığı toplumlarda, felsefenin yerini edebiyatın aldığını söylüyorlar.
E) Dilimizdeki yabancı sözcüklere karşılık olarak önerilen sözcüklerden beğenilmeyenler de oldu.
Soru 83
Hoşlandığım bir kitap oldu mu ondan söz ederim. Ayrıca, başkalarına da onu iletmek isterim. Bunu yaparken bir iletiye bağlanmadığım gibi, yargılarımın kesin ve şaşmaz olduğunu da ileri sürmem.
Kendisinden böyle söz eden bir eleştirmenin en belirgin niteliği, aşağıdakilerden hangisidir?
Kendisinden böyle söz eden bir eleştirmenin en belirgin niteliği, aşağıdakilerden hangisidir?
A) nesnellik
B) yüzeysellik
C) öznellik
D) tutarlılık
E) doğallık
Soru 84
Nesnel anlatımda yazarın insan yanı bizden uzaktır. Gerçeğin fotoğraf gerçekliğiyle yansıtılması, değiştirilmeden sunulması "nesnel" anlatımın en belirgin niteliğidir.
Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisi nesnel bir nitelik taşımamaktadır?
Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisi nesnel bir nitelik taşımamaktadır?
A) İşini ciddiye alan bir ozanın şiirleri bunlar.
B) Bu şiirlerde orta halli insanların bireysel sorunları işleniyor.
C) Ozanın bu kitabında, çeşitli uzunluklarda otuz şiiri yer alıyor.
D) Ozan, İstanbul'da doğmuş, şimdi Almanya' da yaşıyor.
E) Kendisiyle yapılan bir röportajda, yakında yurda döneceğini söylemiş.
Soru 85
Aşağıdaki cümlelerin hangisi "kişiden kişiye değişebilen bir yargı" içermektedir?
A) Türkiye'nin en kalabalık kenti İstanbul'dur.
B) Anadolu, çeşitli uygarlıkların izlerini taşır.
C) Kışın, doğu bölgelerimizde kar yüzünden bazı köylere ulaşılamıyor.
D) Yurdumuz, doğal güzellikleri ile dünyanın en ilginç ülkesidir.
E) Bu bölgede kış ayları ılık ve yağışlı geçer.
Soru 86
Aşağıdaki cümlelerin hangisi, doğrudan anlatıma örnek olamaz?
A) Ben, bu konuda bir şey söylemek bana düşmez, derim.
B) çocuk yavaşça: "Haydi, parka gidelim anne!" dedi.
C) "İnsanın en iyi dostu, ölmüş dostudur." der, Gabriel Garcia Marquez.
D) Şöyle beş altı kitabı iyi bilmekle ne büyük bir bilgin olabilir insan!
E) Arkadaşım, yönetim kurulu toplantısının yarın yapılacağını söyledi.
Soru 87
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "özelden genele doğru" bir anlatım yolu izlenmiştir?
A) Burada yaşayan herkes, inan ki, senin gibi düşünüyor.
B) Sen de her insan gibi haklarına sahip çıkmalısın.
C) Tüm sanatçılar gibi Orhan Veli de biraz uyumsuzdur.
D) Bu geziye ailece katıldık ve hepimiz çok eğlendik.
E) Annesi, babası, kardeşi ve bir de arkadaşı gelecekmiş.
Soru 88
O, bir fikir adamı değildi. Düşünce, onda duygunun kapanına tutulurdu. Eleştirmen ya da deneme yazarı olarak tarih bilinci de yoktu. Gerçeği, gelişigüzel bir yerinden yoklar, bununla neşelenir ve yetinirdi. Bütün bunlar da onu ... uzaklaştırırdı.
Anlam akışına göre parçanın son cümlesindeki boş yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Anlam akışına göre parçanın son cümlesindeki boş yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) akıcılıktan B) öznellikten
B) Eğretilemeden yararlanma
C) nesnellikten D) bencillikten
D) Somutlaştırmaya başvurma
E) özgünlükten
Soru 89
Yaratırken Ulu Mimar, insanı
Dünyadaki sınırları çizmedi
Renk verdi, dil verdi, inanç verdi
Ama taraf tutup hiçbirini ezmedi
"Hepiniz insansınız, kardeşçe yaşarsanız tüm dünya sizin" dedi.
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Dünyadaki sınırları çizmedi
Renk verdi, dil verdi, inanç verdi
Ama taraf tutup hiçbirini ezmedi
"Hepiniz insansınız, kardeşçe yaşarsanız tüm dünya sizin" dedi.
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Doğrudan anlatıma başvurma
B) Eğretilemeden yararlanma
C) Değişik yapılı cümleler kullanma
D) Somutlaştırmaya başvurma
E) Varlıkları ayırıcı özellikleriyle verme
Soru 90
Kıskançlığın, insanı yıkım ve çöküntüye sürükleyen bir duygu olduğunu öne sürenler, onun yapıcı ve yaratıcı özelliğini göz ardı ediyorlar." cümlesiyle aşağıdakilerden hangisi arasında, anlatımda başvurulan yol bakımından benzerlik vardır?
A) Uygarlık, insan yaşamını kolaylaştırmıştır görüşünü savunanlar, uygarlıkla gelen felaketlerin ayrımında olmayanlardır.
B) Hep düş dünyasında yaşayanlar, içinde yaşadıkları günün hakkını veremeyen, verimsiz kişilerdir.
C) Sanatçılarına gereken değeri vermeyen ulusların, çağa ayak uydurmada zorlandıklarını görmezlikten gelemeyiz.
D) Köklü bir medeniyete sahip olmakla övünen toplumlar, ellerindeki birikimi çağın getirdikleriyle sentezleyebilmelidirler.
E) Gönül birliği olmayan yerde, kafa birliğinden söz etmek, akılla duyguyu aynı terazide tartmaya çalışmaktır.
Soru 91
Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu. Ellerini belindeki kızıl kuşağın ön tarafına soktu. Açık göğsü, çıplak, sert baldırlarıyla bir kuvvet abidesi gibi durdu. Kibirli kalın kaşları altında ağır dönen iri gözleriyle Marmara'nın dalgalarına, karşıki sahile, mavi gözlü, sarı saçlı bir kıza benzeyen sevimli, nazlı yurdunun taşına toprağına uzun uzun baktı.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Üçüncü kişi anlatımı kullanılmıştır.
B) Kişileştirme sanatına yer verilmiştir.
C) Anlatıcı, anlatımına duygularını katmıştır.
D) Ruhsal çözümlemelere başvurulmuştur.
E) Betimleme ve öyküleme iç içedir.
Soru 92
Sımsıcak nisan günleri... Bir hafta önce kupkuru olan dallarda şimdi bembeyaz, uçuk pembe çiçekler var. Anadolu, mis gibi kokuyor. Fakat Erenköy'ün hanımeli kokuku değil bu, Sarıyer'in ıhlamur çiçeği kokusu da değil. Vişnelerin, elmaların, kirazların, şeftalilerin erken yaz güneşinde bunalan çiçekleri; kokularının vadilere, tepelere, yaylalara üflyorlar. Her yerde isimsiz, saf, narin bir koku dolaşıyor. Köy evlerinin bacalarına yuva yapan leylekler ise, yazın çok yakında geleceğini müjdeliyor insanlara.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Varlıklar nitelikleriyle verilmiştir.
B) Gözlemlere yer verilmiştir.
C) Betimlemeye kişisel duygular katılmıştır.
D) Tanımlamalardan yararlanılmıştır.
E) Kişileştirme yapılmıştır.
Soru 93
Gündüz hava, dağların güneşe bakan yamaçlarında bir çocuk nefesi kadar yumuşak ve güzeldi. Ama havanın bu hali pek kısa sürdü. Önce yavaşça değişmeye başladı. Sonra karlı dağlardan bir rüzgâr esti. Aceleci olan alacakaranlık, yaklaşan gecenin soğuk, gri, mor rengini de ardından sürükleyerek vadileri, boğazları kaplayıverdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Betimleciyi öğelere yer verme
B) Benzetmelerden yararlanma
C) İşitsel öğelere yer verme
D) Doğayı devinim içinde yansıtma
E) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma
Soru 94
Sabahın bu erken saatinde tavandaki soğuk, beyaz, lambalar, uykulu mu, bezgin mi oldukları tam anlaşılmayan yolcuların yüzlerini iyice solgun gösteriyordu. Gittikçe kalabalıklaşan vagonda, birbirine dokunmaktan özenle kaçınarak bir yerlere tutunmaya çalışıyorlardı. Oturacak yer bulanlar, ya gazete safyalarına dalıyor ya da doyamadıkları sabah uykularına devam ediyorlardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden daha çok yararlanılmıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden daha çok yararlanılmıştır?
A) Karşılaştırma, açıklama
B) Tartışma, betimleme
C) Açıklama, öyküleme
D) Öyküleme, örnekleme
E) Betimleme, öyküleme
Soru 95
Birden kar yağmaya başladı. Kütüphanenin camı buzlanmak üzere. Ampulün ışığı buza girip çıktı. Üşüyerek yine tavandaki şişesine girdi. Ellerim soğuktan kaskatı kesilmişti. Oysa, soba harıl harıl yanıyordu. Karşıdaki ağacın dalına bir kuş tünemişti. Kuşa ıslık çaldım; kuş yanıt vermedi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Betimleyici bir yol izleme
B) Değişik duyulara seslenme
C) Örneklerden ve karşılaştırmalardan yararlanma
D) Gözlem gücüyle seçilen ayrıntıları verme
E) Nesnelere, insanlara özgü nitelikler yükleme
Soru 96
Her okunuşunda yeni şeyler söyleyen kitaplar vardır." cümlesinde sözü edilen kitapların en belirgin özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?<BR< div>
A) Anlatım çeşitliliği
B) Anlam zenginliği
C) Akıcılık
D) Özlü anlatım
E) Sürükleyicilik
Soru 97
Ozanların şiir çizgisi, şiirlerinin içeriğinden çok dillerinde belli eder kendini. Başlangıçta bu dilin girip çıkmadığı çukur, oyuk, yol, tepe yok gibidir. Yöresini araştırma, toprağını bulma çabasının ta kendisidir bu. Giderek, kendi seçimini yapar dil. Ayrıkotlarını temizler, girip çıktığı çıkmaz sokakları bırakır, kokladığı, kazdığı su yollarını bir kıyıya iter, sonunda deltasına yerleşir, sınırını çizer, otağını kurar. Bir ozanın şiir çizgisinin değişikliğini belirleyen işte bu dildir.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
B) Somutlamalara başvurulmuştur.
C) Örneklemeye başvurulmuştur.
D) Kişisel düşüncelere yer verilmiştir.
E) Birbirini çağrıştıran sözcüklerden yararlanılmıştır.
Soru 98
Anlatımda açıklık, her şeyden önce kafanın açıklığını gerektirir. Dil bilinci aynı zamanda bilgi bilincidir. Bu yüzden açıklık, kolay kazanılan bir beceri değildir. Bilim adamı, kitleyle iletişimini, düşüncenin inceliğini savsaklayarak değil; düşüncenin incelik ve karmaşıklığını en saydam anlatım biçimlerine dökerek sağlayabilir.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden özellikle hangilerine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden özellikle hangilerine başvurulmuştur?
A) Betimleme - karşılaştırma
B) Öyküleme - örnekleme
C) Açıklama - kanıtlama
D) Açıklama - tanımlama
E) Tartışma - benzetme
Soru 99
Deneme, bir düşüncenin, bir duygunun tadını çıkarıp bu tadı okuyucuyla paylaşma sanatıdır. Bu bakımdan deneme, yazarın kendine yazdığı, ama çaktırmadan okuyucuya ulaştırdığı bir mektup gibidir. Bu türün yaratıcısı Montaigne'nin, "Kitabımın konusu benim." sözü de denemenin bu özelliğini vurgulamaya yöneliktir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Örnek vermeye
B) Açıklamaya
C) Benzetmeye
D) Tanımlamaya
E) Tanık göstermeye
Soru 100
Kimi şiirle tek bir yolculuğa çıkabilirsiniz, çıkabilirseniz eğer. Oysa, bu ozanın şiiri bir tek sözcükle bile okuru binlerce yolculuğa çıkartabiliyor. Kullandığı sözcükler, bizim sözcüklerimiz, ama o, onları kendi sesiyle söylemiş, kişiliğinin damgasını vurmuş sözcüklere.
Parçada sözü edilen ozanın şiirlerindeki en belirgin özellikler, aşağıdakilerin hangisidir?
Parçada sözü edilen ozanın şiirlerindeki en belirgin özellikler, aşağıdakilerin hangisidir?
A) doğallık - özgünlük
B) yalınlık - doğallık
C) yoğunluk - özgünlük
D) doğallık - yalınlık
E) akıcılık - duruluk
Soru 101
İhtiyar balıkçı, zayıftı, kavruktu, ensesinde derin kırışıklıklar vardı. Yanakları, sudan yansıyan güneş ışıklarının neden olduğu bir deri hastalığının kahverengi lekeleriyle kaplıydı. İhtiyar, boşta kalan eliyle ensesini kaşıdı; bir gözünü kapatıp diğeriyle güneşe baktı. Bakışı güneşten eline düştü: ağır balıklar çekmekten açılmış derin yara izleri vardı ellerinde, ama hiçbiri yeni değildi bunların; susuz ve balıksız bir çölün çatlakları kadar eskiydiler. İşaret parmağının ucundan denize inen misina, birden titredi. Balıkçı keyifle doğruldu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Tartışma - öyküleme
B) Öyküleme - açıklama
C) Betimleme - tartışma
D) Öyküleme - betimleme
E) Betimleme - açıklama
Soru 102
Bizde, genellikle Doğu'da, dilencilik bir meslektir; Batı'da ise büyük ekonomik bunalımlarda ortaya çıkar. Bu bakımdan karakterleri birbirini tutmaz. Örneğin sanayi ülkelerinde üstü başı tertemizdir dilencinin; Doğu'da ise yoksulluk, önce giysileri pılı pırtı durumuna getirir. Ahmet Haşim, Frankfurt sokaklarında temiz giyimli kişilerin göğüslerine astıkları levhalarla hiç konuşmadan dilendiklerini anlatır ve bunu bizdeki sakat dilencilerin görünümleri ile karşılaştırarak, "Bizde dilenci korkutarak para alır." der.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Örneklemeye
B) Karşılaştırmaya
C) Sayısal verilerden yararlanmaya
D) Açıklamaya
E) Tanık göstermeye
Soru 103
Bu yazarımız süslü, duygu yüklü bir anlatımdan kaçınıyor. Ayrıca yazılarını, uzun ve yöntemli incelemelerle derinleştirmemesi, anlatımının daha rahat izlenmesini ve daha kolay anlaşılmasını sağlıyor; ama bu tutumu, yazdıklarının "keten helvası" gibi tatlı yenen, fakat yiyeni çoğunlukla doyurmayan bir niteliğe bürünmesine de yol açıyor." diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği yazılarda bulduğu eksiklik nedir?
A) yalınlık
B) yoğunluk
C) açıklık
D) etkililik
E) akıcılık
Soru 104
Aşağıdaki cümlelerin hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
A) Kendine özgü söyleyişiyle edebiyatımızda önemli bir yerinin olduğunu söyledi.
B) Her yeni şiirde değişik bir sesin, taze bir havanın bulunması gerekir, derdi hep.
C) Güzel şiir yazabilmek için büyük sıkıntılara katlanabilmek gerekir, demişti bana.
D) Konuşmacılardan biri, "Her çağ zamanla eskir, yerini daha ileri bir çağa bırakır." dedi.
E) Her çağ kendi sanatını, her sanat akımı da kendi çağını biçimlendirir, diyordu biri.
CEVAPLAR
Soru 1 (
Bir sanatçıyı anlamak kolay değildir. Evet, duygulanırız, coşkuya kapılırız, ağlarız; ama bunlar bizim bir sanat yapıtını, bir sanatçıyı anladığımızı göstermez tam olarak. Sanatçı ne demek istiyordu, biz neyi anladık? Bu soru, çoğunlukla yanıtsız kalır. Shakespeare'in hâlâ yorumlanması, onu tümüyle anlayamadığımızı göstermiyor mu?
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Kişisel düşüncelere yer verilmiştir.
Anılardan yararlanılmıştır.
Örneklendirme yoluyla, düşüncenin inandırıcılığı sağlanmıştır.
Konuşma havası içinde yazılmıştır.
Anlatılmak istenen, soru yoluyla pekiştirilmiştir.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Kişisel düşüncelere yer verilmiştir.
Soru 2 -
(I) Toroslar'ın, gökyüzüne yükselen en üst sınırı, Pozantı arkasında ortaya çıkar. (II) Gökyüzünün kuzey ufkuna doğru bir şahin gagası gibi yükselir, 3583 metreye ulaşarak "Medetsiz Tepesi" adını alır. (III) Karla kaplı doruğun şiddetli rüzgârı, ayazı canlıları yakar kavurur. (IV) Beyaz yatağından hiç kalkmayan karlarla buzulların soğuttuğu o dorukların taşı toprağı hiç güneş görmez. (V) Ay ise, yoğun bulutların arasından başını uzatarak ara sıra gülümsemekle yetinir.
Bu parçanın hangi cümlelerinde, sanatlı söyleyişe yer verilmiştir?
I. ile II.
II. ile IV.
III. ile IV.
IV. ile V.
II. ile V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
I. ile II.
Soru 3 -
Bu sanatçının yapıtlarında, toplumun büyük kesiminin yaşama koşulları, özlemleri, sevinçleri, acıları usta bir fotoğrafçı gözüyle çekilen fotoğraflar gibi eksiksiz yansıtılmıştır. Onun yapıtları, ışık düzeni iyi ayarlanmış, perspektifi yerinde bir fotoğraf gibidir.
Aşağıdakilerden hangisi, parçada, yapıtlarından söz edilen sanatçının anlatım özelliğine örnek gösterilebilir?
Bu yazarın hiçbir eserini beğenmediğimi daha önce de söylemiştim.
Yazar, ilk yapıtıyla bende büyük bir hayranlık uyandırmıştı; ama yanılmışım.
Özdemir Asaf'ın şiirlerinde insanı çarpan, hayal dünyasına sürükleyen bir şeyler var.
Cahit Sıtkı, Otuzbeş Yaş şiirinde: "Dante gibi ortasındayız ömrün." diyor.
Çeviri yapıtları sevemiyorum; çünkü onlar, anadilimin tadını vermiyor bana.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Bu yazarın hiçbir eserini beğenmediğimi daha önce de söylemiştim.
Soru 4 -
Erzurum'a varır varmaz, sıfırın altında, pırıltılı bir soğuk karşılıyor bizi. Soğuğun dayanılmaz etkisiyle terminalin çevresindeki sokak lambaları parçalanmış gibi. İnsanların iliklerine biriktirdikleri ne kadar sıcak varsa hepsi çekip gitmiş. Erzurum, dişlerini birbirine tak tak vuruyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine başvurulmamıştır?
Sıfatlardan yararlanma
Kişileştirme sanatına başvurma
Ad aktarmasına yer verme
Kişisel duyguları belirtme
Örneklendirmelere başvurma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Sıfatlardan yararlanma
Soru 5 -
Bozdağ yönünden bir bulut büyüyerek, karararak geliyordu. Köylüler, buluta benzemeyen bu kara yığına bakıyordu. Herkes, ırmağın kıyısına toplanmıştı. Yüreklerini korku sarmıştı. Karanlık bulutu geldi, dağın doruğuna sıvandı. Bir süre orada döndü durdu. Dağdan, tuhaf uğultular, birtakım sesler geliyordu. Kırlangıçlar, ansızın başlayan, yoğun bir yağmur gibi köyün içine indi kalktı.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Duyulara seslenilmiştir.
Benzetmeden yararlanılmıştır.
Okura bilgi verme amaçlanmıştır.
Dış dünyayla ilgili izlenimler yansıtılmıştır.
Eylemler oluş sırasına göre verilmiştir.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Duyulara seslenilmiştir.
Soru 6 -
Ağız kuruluğunu gidermek için yanında taşıdığı limondan bir parça emdi. İçi yanıyordu. Dudakları, ağzı kupkuruydu. Günlerdir şöyle doya doya ne yedi, ne içti. Birkaç lokmayı bile güçlükle yutabiliyordu. Sabah, incecik bir dilim ekmeğe azıcık bal, bütün yediği buydu. Yarım bardak çayı bile içemedi. Her şey tadını yitirmişti sanki.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Öyküleyici anlatımdan yararlanma
Tatma duyusundan yararlanma
Görsel öğelerden yararlanma
Sıfatlardan yararlanma
İşitsel öğelerden yararlanma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Öyküleyici anlatımdan yararlanma
Soru 7 -
Ressam, bir elinde sehpası, öbür elinde boya kutusu ile rıhtımın sağına soluna bakındı. Dün akşam Haliç üzerinde batmakta olan güneşin arkadan vurarak yelkenlerini sırmalı gibi parlattığı, yassı ve alçak kömür kayıkları, şimdi kuşluk vaktinin göz kamaştırıcı aydınlığı içinde pek kirli suratlı, hırpani, asıl durumlarına pek yakın bir görünüm içindeydi.
Bu parçada, aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri örneklendirilmiştir?
Öyküleme - tartışma
Açıklama - öyküleme
Tartışma - betimleme
Tartışma - açıklama
Öyküleme - betimleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Öyküleme - tartışma
Soru 8 -
Kocaman bir kuş, kanatlarıyla gökyüzünü arşınlıyordu. Tüylerinin renklerinde yansıyan akşam güneşinin ayrışımlarıyla renkleniyordu gökyüzü. Sürekli değişen motiflerden dokunmuş bir koca kilimdi kanatları. Her dönüşünde biraz daha alçalıyordu. Ve birden geriverdiği kanatlarıyla gökyüzünü iz iz yarıp uzaklaştı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Öyküleme - örneklendirme
Açıklama - betimleme
Betimleme - öyküleme
Öyküleme - karşılaştırma
Benzetme - tartışma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Öyküleme - örneklendirme
Soru 9 -
Dil doğal gelişimine bırakılmalıdır." görüşü, oldukça tehlikelidir. Tehlikesi, bu görüşün ilk anda çok doğru görünmesidir. Oysa, yanıltıcıdır bu. Dil bilincinin oluşmadığı dönemlerde, gerçekten de "kendiliğinden" diye nitelenebilecek bir gelişim olmuştur. Ancak, dil sorunu bir kez ortaya atıldıktan sonra "işi oluruna bırakma" söz konusu değildir. Türkiye'de her aydın, kalemi eline aldığı anda dil kavgasında yerini alır. "Millet" yerine "ulus" ya da "ulus" yerine "millet" diyen birinin, dil konusunda yansız olduğu düşünülebilir mi?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Açıklama
Betimleme
Öyküleme
Tartışma
Örnekleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklama
Soru 10 -
Adam, bahçenin kenarındaki tulumbaya yaklaştı. İşliğinin yakasını açtı. Kollarını sıvadı. Kasketini duvardaki çiviye astı. Onu gören karısı, kucağındaki yün yumağını atıp elinde havluyla kocasının yanına geldi ve "Çekeyim tulumbayı." dedi.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
Betimleme
Öyküleme
Tartışma
Açıklama
Kanıtlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Betimleme
Soru 11 -
Köşe yazarlığı hem çok kolaydır hem de çok zordur. Öyle bir an gelir ki sana ayrılan köşe ya çok büyür, ya da çok küçülür. Yazacağın konuda donanımlı ve birikimli değilsen, köşedeki boşluk büyüdükçe büyür, kocaman bir beyazlığa dönüşür. Eğer o konuda kafan ve yüreğin dopdoluysa, bu boşluk küçüldükçe küçülür; yetmez olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Açıklama
Karşılaştırma
Öyküleme
Betimleme
Tartışma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklama
Soru 12 -
Magazin dergileri, gündelik hayattan kaçışı sağlar gibi görünse de sonuçta, insanı yeniden dosdoğru gündelik hayatın içine atar. Bu özelliğiyle lastikle kaplanmış bir duvar gibidir. Kendisine atılanı, yumuşak inişle, geldiği yere gönderir; ama bir değişiklik olmuş yanılgısı da yaratır. Serüveni kalmamış insanlara hayali serüvenler yaşatır.
Bu sözleri söyleyen yazarın amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
Görüntü oluşturmak
Kanıları değiştirmek
Olay içinde yaşatmak
İzlenim kazandırmak
Düş gücünü kamçılamak
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Görüntü oluşturmak
Soru 13 -
Gözüm, gözlerden kıskanır şirin yüzünü,
Ürkek sevdalar yazarsın güncelere.
Gücüm yetmez anlatmaya özünü,
Teni gül kokan, küskün naz çiçeğim!
Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
Benzetmelerden
Görsel öğelerden
Kişileştirmeden
Nitelik bildiren sıfatlardan
Koklama duyusundan
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Benzetmelerden
Soru 14 -
Kurtuluş" filmi, savaş konusunun ağırlıkta olduğu bir yapımdır. (I) Konusu doğrultusunda savaş sahnelerine özel bir önem verilmiştir. (II) Gerek dekor ayrıntıları gerekse insan malzemesi açısından hiçbir çabadan kaçınılmamıştır. (III) Gelgelelim bütün bunlar, önemli bir eksikliği gidermeye yetmemiştir. (IV) Kitlesel savaş sahneleri içinde yer yer bireysel doruk noktaları oluşturulamamıştır. (V) Bir sivil ile bir askerin kısacık bir karşılaşmasında, bir kişinin yüz çizgileri ya da iç monoloğunda savaş anlamlandırılamamıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen filmde görülen eksiklik örneklendirilmiştir?
I.
II.
III.
IV.
V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
I.
Soru 15 -
Öykü, özellikle seçilmiş bir hedefe fırlatılan ok gibidir. Gerilimi, hızı bellidir. Bu yüzden, ilk cümleyle yola iyi çıkılmazsa öykü hedefini şaşırır. Onu, sonradan hedefe doğrultmak da olanaksızlaşır. Oysa roman bir dantel gibidir; ayrıntı ayrıntı örülerek yazılır ve daha kolaydır.
Bu parçanın yazarı, düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerin hangilerine başvurmuştur?
Benzetme - tanımlama
Örneklendirme - karşılaştırma
Tanımlama - tanık gösterme
Örneklendirme - betimleme
Karşılaştırma - benzetme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Benzetme - tanımlama
Soru 16 -
Edebiyat, her şeyden önce bir söz ustalığıdır. Bu bakımdan dil, yalnız romanın değil, bütün edebiyat dallarının temel öğesidir. Bir çiftçi için toprak, marangoz için kereste, demirci için demir neyse, edebiyatçı için de dil odur. Bu gerçeği H. Rahmi şöyle dile getirmiştir: "Edebiyat, amacına doğru yükselmek için çırpacağı kanatlarının gücünü, dilden alacaktır."
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisine başvurulmamaştır?
Açıklamaya
Örneklemeye
Tanık göstermeye
Tanımlamaya
İlgi kurmaya
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklamaya
Soru 17 -
İnsanların tüm mutlulukları ve acıları, eylem biçiminde belirir." demiş, Aristoteles. Biz, bunun böyle olmadığını düşünüyoruz. Bize göre, mutluluğun ve mutsuzluğun asıl yeri, her birimizin için için yaşadığı, ancak kişileri yoluyla romancıya açık olan gizli yaşamdır. Gizli yaşam, dıştan bakınca hiçbir belirti göstermeyen yaşamdır; yoksa pek çok insanın sandığı gibi, ağızdan gelişigüzel çıkan bir sözün, bir iç çekmenin dışa vurduğu yaşam değil.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Konuyu tartışma içinde sunma
Kanıları öne çıkarma
Açıklayıcı anlatım yolunu seçme
Benzetmeden yararlanma
Tanımlamaya yer verme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Konuyu tartışma içinde sunma
Soru 18 -
Aşağıdakilerden hangisinde bir kavram onabağlı karşıtlıklar söylenerek belirginleştirilmiştir?
Tiyatro bir toplumun aynasıdır; bakmasını bilen herkes, orada kendini seyreder.
Sanat yapıtının iyisi, yaşamadıklarımızı yaşatır; kötüsü ise eğlendirir.
Tiyatro, iç yanması ve gözyaşı; kahkaha ve çiçeklenme okuludur.
Türk şiir geleneği, yetkinliğini kanıtlamış ustaların armağanıdır.
Yunus, Nazım ve ötekiler olağanüstü özellikleriyle şiirimize damgalarını vurmuşlardır.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tiyatro bir toplumun aynasıdır; bakmasını bilen herkes, orada kendini seyreder.
Soru 19 -
Yazısına "Divan şiirini tümüyle toplumsal içerikten yoksun sayamayız." cümlesiyle başlayan bir yazar, savını inandırıcı kılmak için özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurur?
Tanık göstermeye
Tanımlamaya
Örneklemeye
Karşılaştırmaya
Tartışmaya
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örneklemeye
Soru 20 -
Sanat tarihimize baktığımızda, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde sanatçılar, sarayın ve devlet ileri gelenlerinin koruyucu kanadı altında gelişmişlerdir. Sinan'ın Sinan, Bâki'nin Bâki olmasında Kanuni'nin de biraz payı vardır. Nedim'in yetişmesinde Damat İbrahim Paşa'nın hiç mi rolü yoktur?
Bu parçanın yazarı, ilk cümlede öne sürdüğü savını inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisinden yararlanmıştır?
Tanımlamadan
Benzetmeden
Karşılaştırmadan
Tanık göstermeden
Örneklendirmeden
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örneklendirmeden
Soru 21 -
Şiir, zarif bir düşünceyle kaynaşmış musikidir. Şiir sanatı, hiç kuşkusuz sanatların en gücü ve en heyecan vericisidir. Gerçek şiir, güzel şiir sabır ister. Güzel bir şiir yavaş yavaş olgunlaşır, tıpkı meyve gibi. Aradaki fark ne? Gerçek meyveyle balmumundan meyve arasındaki fark neyse o; çünkü balmumundan meyve yapmak için de sabır gerek. Bu konuda Paul Valery'nin, "Şiir ne düşüncelerle, ne de duygularla yazılır; şiir sözcüklerle yazılır." sözü ne kadar doğrudur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
Örneklendirme
Karşılaştırma
Benzetme
Tanık gösterme
Tanımlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örneklendirme
Soru 22 -
Şiirsel söylemi kendinden öncekilerden öğrenen genç şair, şiirsel gerçeği de hayattan, kendi hayatından, başkalarının hayatından, nesnel gerçeklerden öğrenir. Bir şairin bunları başkalarının yapıtlarından öğrenmesine pek olanak yoktur. Kendi telefon direğine, kendi telgraf direğine, kendi vericisine sahip olmak istemiyorsa o başka...
Parçanın son cümlesinde belirtilmek istenen anlatım özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
özlülük
özgünlük
etkileyicilik
içtenlik
yoğunluk
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
özgünlük
Soru 23 -
Anlamdaş sözcükler, dili, yelkovanı dolaşıp durmasına karşın, akrebi hep aynı sayıyı gösteren bozuk saate döndürür. Sözcükler değişir; ama düşünce hep olduğu yerde kalır. Aynı sahnelemede bir rolü birden çok oyuncuyla canlandırmak nasıl olanaksızsa, aynı düşünceyi anlamdaş sözcüklerle anlatmak da öylesine olanaksızdır.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Betimlemeye
Örneklemeye
Karşılaştırmaya
Tanımlamaya
Benzetmeye
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Benzetmeye
Soru 24 -
Divan şairleri, sözcükleri dizip işleme konusunda ince hünerler sergileyen kuyumcular gibidir. Belki onlar çok süslü, göze çok çarpan şiirler yazmışlardır; ama, ne yazık ki, bütün bu sahte ürünler, geniş, aydınlık salonlarda yetişen renkli, gözalıcı çiçeklere benzerler. Uzaktan bize çok alımlı, çok olağanüstü görünen, o bilinmeyen ve sıcak ülkelerin bu göz kamaştıran ürünleri nasıl açık havaya, sert bir rüzgâra dayanamazsa, yaşam ile ilgili olmayan böyle bir edebiyat da zamanın kasırgaları önünde savrulup gitmeye mahkûmdur.
Bu parçada yazar söylediklerini etkili kılmak için aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
Karşılaştırma
Betimleme
Örnek verme
Benzetme
Tanımlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Benzetme
Soru 25 -
Dostluk, gönüllerimizin beraber olmasını sağlayan bir raslantı ya da zorunlulukla edindiğimiz yakınlıklardır. Dost, birinin iyiliğini isteyen, onu içten seven kimsedir. Dost olmaktan, dostluk kurmaktan daha güzel, daha insanca ne olabilir ki...
Bu parçada, düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Karşılaştırma - tanımlama
Tanımlama - örnekleme
Kanıtlama - karşılaştırma
Benzetme - karşılaştırma
Tanımlama - kanıtlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Karşılaştırma - tanımlama
Soru 26 -
Bir gün ölürüm ben;
Belki bir gece treninin camına düşer başım.
Dışarda bir telgraf teli çizip gider karanlığı,
İçerde yolcular uyuduğumu sanır.
Yalnızca bir kız, düşürdüğüm gülücükten anlar öldüğümü;
Yakama bir gözyaşı iliştirir.
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Açıklama
Öyküleme
Tartışma
Betimleme
Örnekleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Öyküleme
Soru 27 -
Yazarın, bu yapıtında, kahramanının "bir şeyi sağlamlaştırıp kurmak için" nasıl çabaladığını, gerekli ayrıntılar aracılığıyla çok güzel anlattıktan sonra, bunlar yetmiyormuş gibi, anlattıklarına "Tüm bunlar bir şeyi sağlamlaştırıp kurmak içindi." diye bir cümle eklemesi, ustalığına gölge düşürüyor.
Parçaya göre, eleştirmenin sözünü ettiği yazarın anlatımında bulunmasını istediği nitelik nedir?
tutarlılık
yaratıcılık
yalınlık
akıcılık
bütünlük
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yalınlık
Soru 28 -
Bu yazarın sözlerinde bir eğretilik var. Sanki, hiçbir söz kendisine ait değil. Duygularını, düşüncelerini yapmacıksız anlatamıyor, bu nedenle de okuyucuyu sarmıyor anlattıkları. Yazar, kendi cümleleriyle yazmayı küçümsüyor olsa gerek. Oysa, iyi bir anlatımda aranan en önemli özelliklerden biri de içten geldiği gibi, içte doğduğu gibi aktarma değil midir?" diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği yazarın anlatımında bulduğu eksiklik nedir?
etkililik
yalınlık
yoğunluk
açıklık
doğallık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
doğallık
Soru 29 -
Mevsim sonbahar. Bulutlar salkım salkım. Gökyüzü boşaldı boşalacak. Çatak içlerinde göçmen kuşlar, yağmuru bekliyorlar. Yağmurun geçmesini, bulutların dağılmasını bekliyorlar. Yolları uzun. Daha, çok iklimlerden geçecekler. Üç gün oldu. Her yağmurda bu kadar beklerlerse kışa yakalanacaklar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Kişileştirmeye başvurma
Benzetmelerden yararlanma
Betimleyici öğeler kullanma
Ad aktarmasına yer verme
Yorumlamaya başvurma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Kişileştirmeye başvurma
Soru 30 -
Şiirin çapraşık ve kat kat atkılarla dokunması, anlamın yok edilmesine yönelik değildir. Bu, nesnenin çok yönlülüğünü tek kumaş üzerinde toplayabilmek için yapılmış olabilir. Şair, anlamı ve imgeleri basamak sözcükler arasına çok iyi serpiştirdiği için, şiir bize çok karanlık ya da kapalıymış gibi gelebilir.
Parçada sözü edilen özellik, aşağıdakilerden hangisi ile adlandırılabilir?
bütünlük
etkililik
yoğunluk
yalınlık
akıcılık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yoğunluk
Soru 31 -
Devlet Ana", Kemal Tahir'in, üzerinde en çok tartışılan romanı olmuştur. Yayımlandığı yıllarda, kimileri yapıtı göklere çıkarmış, kimileri de yerin dibine batırmıştı. Bu değerlendirmeler yalnızca yapıtın olumluluklarından ya da olumsuzluklarından değil, Kemal Tahir'in kişiliğine duyulan hayranlıktan ya da kızgınlıktan kaynaklanıyordu kuşkusuz. Aradan bu kadar yıl geçtiğine göre, bugün, "Devlet Ana"ya daha serinkanlılıkla baktığımızda gerçeği, bu uç iddiaların arasında bir yerlerde bulmamız doğaldır.
Bu parçanın yazılış amacı, aşağıdakilerden hangisidir?
İzlenim kazandırmak
Olay içinde yaşatmak
Açıklamak, bilgilendirmek
Düşgücünü geliştirmek
Konuyu belirginleştirmek
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklamak, bilgilendirmek
Soru 32 -
Şiirlerim her sözcükte ille de şiir olduklarını bildirmezler. Hiçbir yorumu gerektirmezler. Ne bilmecedir, ne de tuzak. Sırları kolay çözülse bile güzellikleri kalır. Başka şiirleri çağrıştırmazlar. Sözcüklerin yerindeliği, dizelerin arılık ve kısalığı, bitmeyen bir söyleşi gibi sürüp gitmesini sağlar onların.
Bu parçada şair, şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir?
açıklığından B) duruluğundan
I. ve III.
özgünlüğünden D) akıcılığından
III. ve V.
yoğunluğundan
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yoğunluğundan
Soru 33 -
(I) Onun neleri sevip sevmediğini ayrıntılarıyla bilmiyorum. (II) Ancak, insanı sevmeyeni sevmediğini çok iyi biliyorum. (III) Esmer yüzündeki Güneyli ifadesiyle esprili ve dost canlısı bir insandır o. (IV) Bir yangını körükleyenleri bile affedecek hoşgörüye sahiptir. (V) İri, siyah gözlerinden "her işin üstesinden gelebileceği" iddiası sezilir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, sözü edilen kişinin görünüşüyle iç dünyası arasında ilgi kurulmuştur?
I. ve II.
I. ve III.
II. ve IV.
III. ve V.
IV. ve V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
III. ve V.
Soru 34 -
Romanın bir yerinde müşteri kılığındaki genç tezgâhtara yaklaşıyor. Sevdiği kızı soracak ona; ama yazar buna fırsat vermiyor... Yazar, kumaşlar hakkında bilgi vermeyi sürdürüyor. Gereksiz ayrıntılarla boğuyor romanı. Bu da okuyucunun, yapıtı elinden bırakmasına neden oluyor.
Bu parçada eleştirmenin, sözünü ettiği romanda bulduğu eksiklik aşağıdakilerden hangisi olabilir?
doğallık
yalınlık
akıcılık
açıklık
sadelik
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yalınlık
Soru 35 -
Güney Amerika'nın doğusunu yukarıdan aşağıya kat eden And Dağları'ndan, ince bir su olarak doğar Amazon. Sonra binlerce dere, ırmak, yeraltı suyu katılır ona. Rio Negro Irmağı ile birleştikten sonra görkemli bir görünüm kazanır. Koca kıtayı geçip Atlantik Okyanusu'nun kıyısına geldiğinde ise, yaşamın türküsünü söyleyen dev bir su orkestrasına dönüşür. Okyanusa döküldüğünde 160 km2'lik bir alanda, suyun tuzunu alıp tat değiştirir; okyanusa kafa tutar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
Öznel anlatıma yer verme
İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma
Betimleyici öğelerden yararlanma
Bilimsel verilere başvurma
Ayrıntıların seçiminde duyuların tümünden yararlanma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Ayrıntıların seçiminde duyuların tümünden yararlanma
Soru 36 -
Ömer Seyfettin'in öykülerindeki olaylar doğadaki olaylardan daha seçkin ve özeldir. Kendini göstermek istemediği halde hemen sezilir. İnsana: Bu, "Ömer Seyfettin'in kaleminden çıkmıştır." dedirtir. İşte onun sanatı!..
Bu parçaya göre, Ömer Seyfettin'in ağır basan niteliği aşağıdakilerden hangisidir?
yaratıcılık
etkileyicilik
çok yönlülük
olağanüstülük
özgünlük
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
özgünlük
Soru 37 -
(I) Yazı ve yazınsal yaratılarda yer alan anlatım biçimleri arasında tartışmacı anlatım da vardır. (II) Bir yargıyı ya da düşünceyi çürütme ve değiştirmedir tartışmacı anlatım. (III) Bunun için de üzerinde durulmak istenen düşünce açıklanır önce. (IV) Sonra da bunun yanlışlığı, nedenleriyle birlikte sergilenir. (V) Nedenlere bağlanmayan tartışmacı anlatım inandırıcı olmaz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi "tanım" cümlesidir?
I.
II.
III.
IV.
V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
II.
Soru 38 -
Genç kadın, martıların çığlıklarına dalmışken denize ateşböceği gibi bir şey uçtu. Bunu bir başkası, bir başkası daha izledi. Kadın, dalgın gözlerle, birbirini kovalayan bu garip böceklerin denizde teker teker eriyişlerini seyretti. Sonra birden az önceki kızgın demir kokusunu hatırlayınca yerinden fırladı. Kapıyı açar açmaz yüzüne çarpan sıcak bir dumanın ortasında, kaptanla çımacıyı yere çömelmiş, kan ter içinde uğraşırken gördü.
Bu parçada hangi duyu organıyla seçilebilen ayrıntılara yer verilmemiştir?
Dokunma
Görme
Koklama
İşitme
Tat alma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tat alma
Soru 39 -
Bir alıç bilirim Anadolu'da,
Dallarında yüzlerce adak...
Yolcular geçer önünden
Yayan yapıldak.
......
Umutları yeşerir alıcın,
İçini bir kitap gibi okur toprak.
Özlem dolu türküler tutturur,
Karanlıkta yıldızlara bakarak.
Bu dizelerde, aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
Benzetme ve kişileştirmeden
Görsel ve işitsel öğelerden
Halk deyimlerinden
Renk bildiren sıfatlardan
Gözlem gücünden
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Renk bildiren sıfatlardan
Soru 40 -
(I) Cahit Sıtkı'nın ölümü de doğumu gibi ekim ayına rastlıyor. (II) Önümüzdeki cuma ölümünün otuz beşinci yıldönümü. (III) Türk toplumunda derin izler bırakmış bir şairin ölüm yıldönümü, sessizce geçiştirilmemeli. (IV) Cahit Sıtkı seksen beş yıl önce doğdu, otuz beş yıl önce genç yaşında öldü. (V) Benim kuşağım lise edebiyat kitaplarındaki "Otuzbeş Yaş" şiiriyle tanıdı onu.
Bu parçanın yazarı hangi cümleye kendi duygularını katmıştır?
I.
II.
III.
IV.
V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
III.
Soru 41 -
Aşağıdaki yargılardan hangisi diğerlerine göre daha nesnel bir nitelik taşımaktadır?
Ben, gece yarısı kaldırımlarına bayılırım; gece yarısı kaldırımlarının özgürlüğüne, kimsesizliğine vurgunum.
Yağmurlu havalarda kaldırımlar rugan gibi parlarlar; onlarda gölgemizi görürüz, ruhumuzu sürükleyen iskeletimizin gölgesini.
Bütün hayatım onların üstünde geçti, bütün düşlerimi onların üstünde kurdum; severim kaldırımları.
Kaldırımların üstünde evimde gibiyim, gelip geçen insanlar konuklarımdırlar, sanki bahçemde geziyorlar.
Beyoğlu kaldırımlarındayım, ağır ağır yürüyorum, tespih taneleri gibi havaya dizili ışıklar, üstümde sallanıyor.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Beyoğlu kaldırımlarındayım, ağır ağır yürüyorum, tespih taneleri gibi havaya dizili ışıklar, üstümde sallanıyor.
Soru 42 -
Aşağıdaki cümlelerden hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
Asım Bezirci'ye göre Kemal Tahir, romanlarında nitelikli insan yaratmaya özen gösterir.
Bu sanatçının, bugün olmasa bile, ileride mutlaka anlaşılacağına inanıyorum.
Bilmece çözmek için çok şey bilmek gerekmez; ama sözcük dağarcığının geniş olması gerekir.
Mayıs ayı gelince, gölün çevresi kuzeyden gelen binlerce kuşla dolup taşardı.
Çarşıdaki dükkânların camlarına bir şeyler asılmış, her yan renkli renkli kâğıtlarla donatılmıştı.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Asım Bezirci'ye göre Kemal Tahir, romanlarında nitelikli insan yaratmaya özen gösterir.
Soru 43 -
Burası büyük, günahkâr, vurdumduymaz, delidolu bir kent! Ben böyle bir yerde sensiz yaşayamam. Bir gün kanıma girer şu kalabalık, şu caddeler, şu tıklım tıklım gazinolar! Burası şarkılar, kadınlar kenti; düşler düş kırıklıkları kenti! Sanki, burada eşini kaybetmiş bir kuşum... Ben bu kentte sensiz, "kendim" kalmayı başaramam.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Benzetme yapılmıştır.
Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
Deyim kullanılmıştır.
Mecazlı söyleyişe yer verilmiştir.
İzlenimler yansıtılmıştır.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
Soru 44 -
Dağınık saçları özgürlüğünün, bilgeliğinin simgesi gibidir. Geniş, çıkıntılı, oldukça kırışmış alnı, engin deneyimini, havaya hafif kalkık sol kaşı ise kül yutmazlığını gösterir. Bakışları, zekâsının olduğu kadar, sevecenliğinin de yansımasıdır. Kalın kaşlarındaki çatıklık, ödün vermezliğinin işareti sayılır.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?
Duygulara seslenmeye
İlgi kurmaya
Benzetme yapmaya
Karşıtlıklardan yararlanmaya
İzlenimleri belirtmeye
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
İlgi kurmaya
Soru 45 -
O uçsuz bucaksız ovanın ortasında pamuk topluyordu. Güneş her zamankinden daha yakıcıydı. Göğün mavisinde öyle tostoparlak duruyordu, hain yaz güneşi. Çalışmaya biraz ara verdi. O durunca, ekinlerin hışırtısı da durdu. Tüm gövdesi cayır cayır yanıyor, kavruluyordu. Güneş, kızgın bir çubuktu beyninde; ocakta tavı gelmiş demir hararetiyle kafasının içinde dönüp duruyordu. Gözlerinden kıvılcımlar fışkırıyordu.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Anlatılanlar, belirli bir zaman dilimi içinde geçmektedir.
Kişileştirme sanatına yer verilmiştir.
Benzetme yapılmıştır.
Açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır.
Ayrıntıların seçiminde dokunma duyusundan yararlanılmıştır.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır.
Soru 46 -
Balinaların uzunluğu 1,3 m. ile 30 m. arasında değişir; ağırlıkları da 45 kg. dan başlayıp 150 tona kadar çıkar. Baş bölümünde kalın olan gövde, kuyruğa doğru gittikçe incelir. Arkada ayak benzeri uzantılar bulunmamakla birlikte, iç yapıda incelmiş ayak kalıntılarının izine rastlanır. Yatay biçimde sonlanan kuyruğu, aşağı yukarı hareketiyle hayvanın ileriye doğru yol almasını sağlarken, palete benzeyen yassı uzantılar da dengeye ve yönlenmeye yardımcı olur.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Okuru bilgilendirme amacına yöneliktir.
Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
Görsel öğelere ağırlık verilmiştir.
Bir balina ayırıcı özellikleriyle anlatılmıştır.
Yorum gerektiren cümleler yoktur.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Bir balina ayırıcı özellikleriyle anlatılmıştır.
Soru 47 -
Kentin gürültüsünden kaçmak için kırlara açılmıştım. Rengârenk bahar dalları, mutluluk sunuyordu gözlerime. Bebek teni gibi nazik toprağın kokusunu duymak, beni alabildiğine rahatlatmıştı. Kuş sesleri, yaprakların fısıldaşmaları, kulaklarımdaki kirliliği bir anda yok etmişti.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Örneklendirmelerden yararlanma
Kişileştirmeden yararlanma
Benzetme yapma
İşitsel öğelere yer verme
Duyguları yansıtma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örneklendirmelerden yararlanma
Soru 48 -
Ağaçların kimilerinde sarılı kızıllı yapraklar, güneşin o sıcacık rengine renk katarken, kimi ağaçlar iyiden iyiye soyunmuştu. Gerçi keskin bir ayaz yoktu; ama rüzgârlar da eskisi gibi ılık ılık esmiyordu artık. Günler bize darılmış sanki, gitgide kısalıyor. Uzun gecelerle yeniden barışmamız gerekiyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
İzlenimleri belirtmeye
Kişileştirmeden yararlanmaya
İkilemelerden yararlanmaya
Sıfatlardan yararlanmaya
Koklama duyusundan yararlanmaya
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Koklama duyusundan yararlanmaya
Soru 49 -
Gün batarken, sulanmış toprak kokusu yayan çiçek saksılarıyla bezeli, uzun tahta balkonlar insanlarla doluydu. Giderek koyulaşan karanlık, hepsini yarı yarıya eritiyor; hareketlerini, yapıldığı anda yutulan, hemen soluveren karikatürlere dönüştürüyordu. Gittikçe kararan ara yollarla, rahatsızlanmış gibi yer değiştiren renkli tenteler, buluşacakları insanları bekleyerek dolanıp duran âşıkları andırıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
Görsel öğelerde yoğunlaşmaya
Kişileştirmeden yararlanmaya
Örnekler vermeye
Benzetme yapmaya
Gözlem gücünden yararlanmaya
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örnekler vermeye
Soru 50 -
Kapı, biri zorluyormuş gibi birdenbire, ardına kadar açıldı. İçeriye bir adam girdi. Biraz önce sığınacak bir yer arayıp duran yabancıydı bu. Girdi, bir adım attı, kapıyı arkasında açık bırakarak durdu. Torbası omzunda, sopası elindeydi. Bakışları sert, yorgun ve öfke doluydu.
Bu parçanın anlatımında bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
Eylemleri oluş sırasına göre verme
Gözlem gücünden yararlanma
Varlıkları devinim içinde yansıtma
Değişik yapılı cümleler kullanma
İşitsel öğelere yer verme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
İşitsel öğelere yer verme
Soru 51 -
Yamaç, öğle sıcağının ilk yorgunluğundan kurtulmaya çalışıyordu. Pörsümeye yüz tutmuş yapraklar, hafif yelin serinliğiyle yavaş yavaş canlanıyordu. İkindinin ilk morluğu iniyordu bağa, bahçeye. Bülbül sesi, saka sesi duyuldu yeniden. Derken keklikler, bu seslere kayalıklardan yanıt verdiler.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Kişileştirme sanatına başvurma
Eylemleri oluş sırasına göre verme
Tanımlamalarla söyleyişte yoğunluk sağlama
Betimleyici öğeler kullanma
Ayrıntıların seçiminde duyulardan yararlanma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tanımlamalarla söyleyişte yoğunluk sağlama
Soru 52 -
Düşünce, bildiri yükü taşıyan şiirler, çoğu kez şiirsel değer taşımaktan uzaktır. Amaç, daha çok, bir düşüncenin yansıtılması olduğu için sonuçta kuru, ünlü sözlere benzeyen birtakım dizeler çıkar karşımıza. Hem bu kuruluğu aşmak hem de gerçek anlamda bir şiir yaratmak güç, doğal olarak. Oktay Rifat'ta da böylesi dizelerin, şiirlerin bulunması hem okuru tedirgin ediyor, hem de ona yakışmıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Açıklama - alıntı yapma
Açıklama - örnek verme
Tartışma - tanık gösterme
Öyküleme - tanımlamalara yer verme
Tartışma - karşıtlıklardan yararlanma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklama - örnek verme
Soru 53 -
Bence, ciddiyetin bir tek biçimi vardır. Bir anlamda tek renktir ciddiyet. Ama gülmek, her biri birbirine karışarak onlarca "ton" üretebilen dört renk. Bütün bu renkleri kenara koyup tek rengi benimsenen özellik saymak, insanın "iç kirliliği" değil midir?
Bu parçanın anlatım biçimi ve başvurulan düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerin hangisinde belirtilmiştir?
Betimleme - örnekleme
Tartışma - karşılaştırma
Açıklama - betimleme
Tartışma - örnekleme
Açıklama - tanımlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tartışma - karşılaştırma
Soru 54 -
Her bölük, bir ahtapot halkası gibi kıvrılıp şişiyordu. Yer yer parçalanan kalın bir duman tabakasının arkasından görülebiliyordu. Top ve mızıka gürültülerinin arasında atların fırtınayı andıran sıçramaları, miğferler, kılıçlar birbirine karışıyordu. Yedi başlı ejderhanın sırtındaki pulları andıran zırhlar, bunların hepsini gölgede bırakıyordu.
Bu betimlemede aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
Benzetmeye
İşitsel öğelere
Masal öğelerine
Kişileştirmeye
Görsel öğelere
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Kişileştirmeye
Soru 55 -
Orhan Veli gibi, bir şiir anlayışına, bir şiir estetiğine karşı çıkmış bir sanatçının halk geleneklerine karşı çıkması da düşünülebilir elbette. Bu düşünce, bir dereceye kadar da doğru olabilir. Ama, bir sanatçının tüm olarak halkından, içinde yaşadığı toplumdan, çevresinden kopması düşünülemez. Kaldı ki Orhan Veli'nin halktan koptuğu da söylenemez. O, halkın, halkı oluşturan bireylerin şiirini yazmıştır bir bakıma: "Fena Çocuk" ve daha başka şiirlerde yaşayanlar böyle değil midir?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Açıklama - benzetme
Açıklama - tartışma
Öyküleme - betimleme
Betimleme - tanımlama
Öyküleme - karşılaştırma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklama - tartışma
Soru 56 -
Doğada tüm hayvanlar bazı organlarını, kullana kullana geliştirdiler, bazı organlarını da kullanmayarak körelttiler. İnsan beyni, insanın doğaya ve kendine karşı yürüttüğü o çok uzun savaşımın verimli bir meyvesi olmuştur. Düşünce, insanın, doğayla ve kendisiyle kavga ede ede kazandığı çok değerli bir yetisidir.
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
Öyküleme
Tanımlama
Betimleme
Açıklama
Tartışma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklama
Soru 57 -
Kurumumuzda görevlendirilmek üzere, bilgisayar konusunda yeterli deneyime sahip, otuz yaşını aşmamış, en az iki yabancı dili iyi bilen elemanlar alınacaktır. İsteklilerin 15 Ocak 1998 tarihine kadar şirketimize başvurmaları rica olunur.
Bu parçanın anlatımı aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
İzlenimsel betimlemeye
Açıklayıcı öykülemeye
Açıklayıcı betimlemeye
Sanatsal öykülemeye
Açıklayıcı anlatıma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklayıcı betimlemeye
Soru 58 -
Nedense, "Oyun okunmaz" diye bir önyargı yerleştirilmiş beyinlerimize. Böyle bir önyargıya uydunuz mu, örneğin bütün bir antik dönemi bilmenize, tanımanıza imkân yok. Denecektir ki, o dönemin oyunları oynanır, seyirci de bunları izlerse tanımış olur. Hayır! Bir defa, yalnızca ulaşabildiğiniz tiyatro çevresi ile sınırlı kalırsınız ve o çevrenin sahneye getirmediği yapıtlar, yazarlar yok olur sizin için ya da adlarını duyar; ama ne olduklarını bilemezsiniz onların.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Alıntı yapma
Betimleme
Açıklama
Öyküleme
Tartışma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tartışma
Soru 59 -
Koca şehir, ayaklarının dibinde dilsiz, ölü gibi yatıyordu. Yukardan bakıldığında yaygın bir renk lekesinden başka bir şey olmayan deniz de öyle! Kıpırtısız bir sessizlikte şehir, deniz, tepeler hepsi bir bütünmüş izlenimi yaratıyordu. Delifişek bir sanatçının biçimlendirip boyadığı sokak fenerlerinin sarı benekleriyle çizilen çizgilerin böldüğü, kestiği sanki hep aynı maddeydi. Ay ışığı, o rengi değiştirmiyordu. Biçimleri belirginleşen cisimler aydınlanmıyor, ışıkla buğulanıyordu.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
Tartışma
Benzetme
Öyküleme
Açıklama
Betimleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Betimleme
Soru 60 -
Kadın, çoraplara bir yama daha vurmaya koyuldu. Kocasının aylardır işsiz olduğunu biliyordu. Az önceki adresi belirsiz küfrün nedenini kestirmeye çalıştı. Herhalde evine almak istediği bir şeyi alamayışına küfretmişti. Belki de işleri tıkırında bir tanıdığına... "İşsiz diye selam bile vermiyor adamlar!" demişti bir gün. "Sanki ceplerinden paralarını alacağım!"
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tartışma
Açıklama
Öyküleme
Betimleme
Örnekleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Öyküleme
Soru 61 -
Sözcük, birbirinden ayrılmayan iki yanı olan bir varlıktır. Bir yanı, zihinde, sessiz okumada bile canlanan "ses imgesi" dir. Bu imgeyi biz, söyleyiş sırasında, sese dönüştürürüz. Sözcüğün öteki yanı, "kavram" ya da "belirtilen" dir. Bunlar, bir kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz ve sürekli olarak birbirini akla getirtir, çağrıştırır.
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
Tartışmaya
Açıklamaya
Betimlemeye
Karşılaştırmaya
Öykülemeye
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklamaya
Soru 62 -
Rumelihisarı'nın kuzeyden güneye uzunluğu 250 metre, doğudan batıya genişliği ise 125 metredir. 50 küçük, 20 büyük burcu vardır. Hisar, Karadeniz tarafından gelebilecek bütün saldırıları önleyebilecek özelliklere sahiptir.
Bu parçanın yazılış amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
İzlenim kazandırma
Kanıları değiştirme
Bilgi verme
Olay içinde yaşatma
Düşünceyi kanıtlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Bilgi verme
Soru 63 -
(I) İnsanın sıradan güçlükler karşısında bile bunaldığı anlar olur. (II) Böyle zamanlarda tutunacak bir dal ararız. (III) Aradığımızı bulamadığımız zaman güneşin aydınlığını bile karanlık görmeye başlarız. (IV) Yalnızlık, içimizi kemiren bir mikrop, bir verem mikrobu olmuştur. (V) Oysa bir şeyi tek başımıza başardığımızda duyduğumuz mutluluk ne büyüktür.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde mecazlı anlatıma yer verilmemiştir?
I. ve II.
II. ve III.
III. ve IV.
IV. ve V.
I. ve V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
I. ve V.
Soru 64 -
Bırakalım, her sanatçı kendi dünyasını yaşasın. Çünkü o dünyalar, sonunda bizim olacaktır. Bize asıl zenginliği, şu içinde yuvarlanıp gittiğimiz dünyada değil, kendi dünyasında yaşayan sanatçı verecektir. Bu konuda, M. Proust'un şu sözlerini nasıl hatırlamamalı: "Tek bir dünyayı, kendi dünyamızı göreceğimiz yerde, sanatla, ne kadar sanatçı varsa, o tek dünyanın o kadar çoğaldığını, sonsuzlukta yuvarlanan dünyalar kadar birbirinden farklı dünyalarımız olduğunu görürüz."
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanık gösterme B) Tanımlama
Ayrıntıları betimlemeye
Örnek verme D) Karşılaştırma
İşitsel öğelerde yoğunlaşmaya
Tartışma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tanık gösterme B) Tanımlama
Soru 65 -
Ben, hasta ruhları ve sinirli insanları daima yüzlerinin tebessümlü olup olmamasıyla belirlerim. Sinirli adamların yüzleri gülmez. Tebessümden yoksun bir yüz gördüğüm zaman, hemen bunun bir sinir hastasına ait olduğunu anlarım. Tebessüm ruhun sağlamlığı kadar, mutluluğun da habercisidir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur?
İlgi kurmaya
Ayrıntıları betimlemeye
Örneklendirmelerden yararlanmaya
İşitsel öğelerde yoğunlaşmaya
Sözcüklerin duygusal anlamından yararlanmaya
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
İlgi kurmaya
Soru 66 -
Aşağıdakilerin hangisinde, bir yazar ya da yapıt hem olumlu, hem olumsuz yönleriyle değerlendirilmiştir?
Yakup Kadri, "Yaban" da aydınları eleştirirken onlara yol da göstermiştir.
Orhan Veli, "Denize Doğru" adlı yapıtında düzyazıdaki ustalığını da kanıtlamıştır.
Yaşar Kemal "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtıyla ulusaldan evrensele uzanmıştır.
Halide Edip'in romanlarındaki dil, kılçığının çokluğundan yeme zevkimizi engelleyen balıklar gibidir.
Orhan Pamuk, "Cevdet Bey ve Oğulları" romanında tarihçi tavrı takındığı yerler hariç, tarihsel romanın nasıl yazılabileceğini göstermiştir.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Orhan Pamuk, "Cevdet Bey ve Oğulları" romanında tarihçi tavrı takındığı yerler hariç, tarihsel romanın nasıl yazılabileceğini göstermiştir.
Soru 67 -
Sanatçı, zamanının çocuğudur; ama aynı zamanda o zamanın öğrencisiyse, dahası, gözdesiyse, bu, kendisi için çok kötüdür." demiş, F. Schiller. Bu söz, çok açıktır: Elbette sanatçı, belli bir zamanın koşulları içinde dünyaya gelir. Ama, yalnızca bu koşulları kabul etmesi, kendisini bu koşulların yaratıcılarına beğendirmeye kalkışması yanlıştır. Peki, doğrusu nedir? Sanatçı, çocuğu olarak dünyaya geldiği zamanı ve onun koşullarını değerlendirmeyi ve eleştirmeyi öğrenmeli; bu tutumuyla da, zamanının gözdesi değil, bu zamanı eleştirenlerin doğal sözcüsü olmalıdır.
Bu parçada yazarın, Schiller'den bir alıntı yapmış olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Okuyucunun ilgisini çekmek
Anlatımını tekdüzelikten kurtarmak
Düşüncelerini inandırıcı kılmak
Okuyucuda kuşku yaratmak
Geniş bir kültüre sahip olduğunu kanıtlamak
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Düşüncelerini inandırıcı kılmak
Soru 68 -
Öykülerimde içinizden biri gibi, Ezgi gibi, Ozan gibi olağan çocuklar vardır. Bunun için, öykülerimdeki kişilere "kahraman" demeyin ne olur. Evet, Don Kişot bir kahramandı, düşman sanıp yeldeğirmenlerine saldırıyordu çünkü. Kahraman, aldatılan ve akıllılar tarafından tekrar tekrar aldatılmak için başkalarına tavsiye edilen kimsedir.
Bu parçada yazar söylediklerini inandırıcı kılmak için aşağıdaki yolların hangilerine başvurmuştur?
tanık gösterme - benzetme
karşılaştırma - istatistiklerden yararlanma
tanımlama - alıntı yapma
benzetme - karşılaştırma
örneklendirme - tanımlama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
örneklendirme - tanımlama
Soru 69 -
Öyle güzel ki anadilimin sözcükleri. Elimden gelse hepsini kullanmak isterim şiirlerimde. Mücevher gibi parlarlar, platinden balıklar gibi sıçrarlar. Köpüktürler, ışıktırlar, madendirler ... Ben onlarla düşünür, onlarla duyarım.
Bu sözleri söyleyen ozanın, sözcükleri benzettiği varlıklar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
mücevher
balık
platin
ışık
köpük
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
platin
Soru 70 -
Öznel yargılar, bilimin gerçeğine değil; kişinin beğenisine, duygularına dayanan yargılardır. "En güzel renk mavidir." derseniz öznel bir yargı olur. Nesnel yargılar ise kişisel duygulara, beğenilere değil; nesnenin gerçeğine dayanır. Herkese göre aynıdır. Yanlış ya da doğru olduğu kanıtlanabilir.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Tanık göstermeye
Örneklemeye
Karşılaştırmaya
Tanımlamaya
İlişki kurmaya
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Karşılaştırmaya
Soru 71 -
Aşağıdakilerin hangisinde bir kavram ona bağlı karşıtlıklar söylenerek belirginleştirilmiştir?
Bu roman, içerik yönünden yeni, biçim yönünden eskimiş değerleri içeriyor.
Eleştirmen, yaratılmış bir yapıtı yorumlarıyla zenginleştirir.
Lirik ozan, sözcüklerin anlamına değil,ses ve görüntü gücüne bakar.
Geçmişi yaşatmaya çalışırsak, geleceği engellemiş oluruz.
Bir insanın düşlerinin kaynağı, yaşamından başka bir şey değildir.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Bu roman, içerik yönünden yeni, biçim yönünden eskimiş değerleri içeriyor.
Soru 72 -
Bir şeyin ne olmadığını söyleyip ne olduğunu sezinletmeye çalışmak da bir anlatım yöntemidir.
Aşağıdakilerden hangisi buna örnek gösterilebilir?
Her sanat ürünü gibi, şiir de doğal bir şey değildir.
Sanat yapıtı, yaratıcısını da yansıtır.
Şarkılarının sözlerini de kendisi yazıyormuş.
Sanatçı, özel yaşamıyla ilgili hiçbir şey söylemiyor.
Onun yorumu, kulağı tırmalamıyor.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Her sanat ürünü gibi, şiir de doğal bir şey değildir.
Soru 73 -
(I) İnsan, topluluklar halinde yaşadığı dönemlerde de sanat yapmıştır. (II) Sanat, beyinsel etkinliğin kaçınılmaz ve vazgeçilmez özgün sembollerinin açığa vurulmasıdır. (III) Sanat sayesinde gerçeklikten edindiği imgelerin anlamlarını çağrışımlı sembollere dönüştürmüştür insanoğlu. (IV) Bu yolla çevresiyle iletişimini yükseltmiştir. (V) Sanat da, soyutlamalar yoluyla çevresini, gereksinmelerine uygun hale getirmek için, değiştirme gücünü elde etmiştir.
Bu parçanın yazarı, numaralanmış cümlelerden hangisinde sanatın tanımını yapmıştır?
I.
II.
III.
IV.
V.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
II.
Soru 74 -
Yazarın bu son yapıtı, buzdağı gibi; asıl önemi, göründüğünden daha derinde olmasında yatıyor. Beklenmedik bir anda çarpıyor insanı, insanın düşüncesini tuzla buz ediyor.
Bu parçada sözü edilen yapıtta, aşağıdaki niteliklerden hangisi olmayabilir?
düşündürücülük
derinlik
yoğunluk
nesnellik
etkileyicilik
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
nesnellik
Soru 75 -
Bu köşedeki yazıları okuyup bitirdiğinizde, "Yazar ne demek istiyor?" diye, sormadan edemiyor insan. Oysa, bu tür yazılarda aranan ilk özellik, böyle bir soruyu sordurmamak olmalıdır. Okuyucu, bulanık ifadelerle yorulmamalı, anlatılmak isteneni kolayca kavramalıdır." diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği yazılarda bulduğu eksiklik nedir?
akıcılık
sadelik
açıklık
özgünlük
doğallık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
açıklık
Soru 76 -
Bir yazarı ilk, hem de en basit yoldan denemek için, onun yapıtında, görevini yapmayan sözcükleri ararım; anlama hiçbir şey katmayan ya da aklı, anlamın en önemli etmenlerinden daha az önemli etmenlerine çeken sözcükleri.
Böyle düşünen bir okurun "bir yazarı denemesi" onun yapıtlarında hangi özelliği görmek istemesine bağlanabilir?
Düşüncede açıklık
Anlam bütünlüğü
Anlam yoğunluğu
Özlü anlatım
Anlatım çeşitliliği
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Özlü anlatım
Soru 77 -
Melih Cevdet'in "Kolları Bağlı Odysseus" şiiri beni heyecanlandırdı, düşündürdü; ama rahat etmedim, edemedim bu şiirle. Etseydim belki o kadar çok okumazdım. Dizeleri, görüntüleri, istedikçe anımsardım. Oysa, bu şiirde bazı dizeler her okunuşta başka bir anlam kazanıyor. Her okuyuşumda ilk kez okumuş gibi oluyorum onları.
Bu sözleri söyleyen okur, sözünü ettiği şiirin özellikle hangi niteliğini vurgulamaktadır?
akıcılık
etkileyicilik
yoğunluk
doğallık
içtenlik
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yoğunluk
Soru 78 -
Bu ozanımız, en doğru, en güzel sesi bulmuş: Halkın sesini. Böylelikle ondaki ses, artık bir şiir sesi olmaktan çıkmış, bunca yıllık bir geçmişin, acının, dilin ortaklaşa sesi durumuna gelmiştir. Yine de açıklanmaz bir büyü ile kendi sesi olmuştur.
Parçada sözü edilen ozanın şiirlerinin en belirgin özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
etkileyicilik
akıcılık
özgünlük
doğallık
yalınlık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
özgünlük
Soru 79 -
Edebiyat kültürünün ve edebiyat zevkinin en şaşmaz ölçütü, "edebiyatsızlık" tır. "Edebiyat" tan kaçınmak, "edebiyat" yapmamak; çıplak sözün sırrına ermiş bulunmak. İşte gerçek edebiyatın ana koşulu.
Yazarın gerçek edebiyatın ana koşulu saydığı özellik, aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılabilir?
bütünlük
açıklık
etkililik
akıcılık
yalınlık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yalınlık
Soru 80 -
(I) Karlar hızla eriyordu, tepelerden inen bulanık suyun şırıltısından anlaşılıyor bu. (II) Arkadaşlarla çamurlara bata çıka, yalınayak dolaşıyor, dağ tepe demiyorduk. (III) Ayılar, börtü böcek, tüm doğa kış uykusundan yeni yeni uyanıyordu. (IV) Yemyeşil ağaçların dallarından havalanan kuşlar, başka bir ağaçta henüz tatlılaşmamış meyveleri gagalıyordu. (V) Akşama kadar burnumuz kaç çiçeğe eğildi kim bilir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde ayrıntılar, birden çok duyu organı aracılığıyla seçilebilir?
I. ve II.
II. ve III.
III. ve IV.
II. ve V.
I. ve IV.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
I. ve IV.
Soru 81 -
Biliyorum gölgede senin uyuduğunu,
Bir deniz mağarası kadar sessiz ve serin
Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerin,
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu.
Bu dizelerde ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?
Görme, işitme, koklama
Görme, işitme, dokunma
İşitme, dokunma, koklama
Tatma, koklama, görme
Dokunma, işitme, tatma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Görme, işitme, dokunma
Soru 82 -
Aşağıdaki yargılardan hangisi "kanıtlanabilir nitelikte" değildir?
Onun şiirini silin edebiyatımızdan; orası boş kalacak, yerini başka hiçbir şiir dolduramayacaktır.
Onun bugüne değin yayımladığı tüm şiirler ölçüsüz ve uyaksızdır.
Milli Edebiyat'ın ilkelerinden biri de dilin özleştirilmesiydi.
Eleştirmenler, felsefe geleneğinin olmadığı toplumlarda, felsefenin yerini edebiyatın aldığını söylüyorlar.
Dilimizdeki yabancı sözcüklere karşılık olarak önerilen sözcüklerden beğenilmeyenler de oldu.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Onun şiirini silin edebiyatımızdan; orası boş kalacak, yerini başka hiçbir şiir dolduramayacaktır.
Soru 83 -
Hoşlandığım bir kitap oldu mu ondan söz ederim. Ayrıca, başkalarına da onu iletmek isterim. Bunu yaparken bir iletiye bağlanmadığım gibi, yargılarımın kesin ve şaşmaz olduğunu da ileri sürmem.
Kendisinden böyle söz eden bir eleştirmenin en belirgin niteliği, aşağıdakilerden hangisidir?
nesnellik
yüzeysellik
öznellik
tutarlılık
doğallık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
öznellik
Soru 84 -
Nesnel anlatımda yazarın insan yanı bizden uzaktır. Gerçeğin fotoğraf gerçekliğiyle yansıtılması, değiştirilmeden sunulması "nesnel" anlatımın en belirgin niteliğidir.
Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisi nesnel bir nitelik taşımamaktadır?
İşini ciddiye alan bir ozanın şiirleri bunlar.
Bu şiirlerde orta halli insanların bireysel sorunları işleniyor.
Ozanın bu kitabında, çeşitli uzunluklarda otuz şiiri yer alıyor.
Ozan, İstanbul'da doğmuş, şimdi Almanya' da yaşıyor.
Kendisiyle yapılan bir röportajda, yakında yurda döneceğini söylemiş.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
İşini ciddiye alan bir ozanın şiirleri bunlar.
Soru 85 -
Aşağıdaki cümlelerin hangisi "kişiden kişiye değişebilen bir yargı" içermektedir?
Türkiye'nin en kalabalık kenti İstanbul'dur.
Anadolu, çeşitli uygarlıkların izlerini taşır.
Kışın, doğu bölgelerimizde kar yüzünden bazı köylere ulaşılamıyor.
Yurdumuz, doğal güzellikleri ile dünyanın en ilginç ülkesidir.
Bu bölgede kış ayları ılık ve yağışlı geçer.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Yurdumuz, doğal güzellikleri ile dünyanın en ilginç ülkesidir.
Soru 86 -
Aşağıdaki cümlelerin hangisi, doğrudan anlatıma örnek olamaz?
Ben, bu konuda bir şey söylemek bana düşmez, derim.
çocuk yavaşça: "Haydi, parka gidelim anne!" dedi.
"İnsanın en iyi dostu, ölmüş dostudur." der, Gabriel Garcia Marquez.
Şöyle beş altı kitabı iyi bilmekle ne büyük bir bilgin olabilir insan!
Arkadaşım, yönetim kurulu toplantısının yarın yapılacağını söyledi.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşım, yönetim kurulu toplantısının yarın yapılacağını söyledi.
Soru 87 -
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "özelden genele doğru" bir anlatım yolu izlenmiştir?
Burada yaşayan herkes, inan ki, senin gibi düşünüyor.
Sen de her insan gibi haklarına sahip çıkmalısın.
Tüm sanatçılar gibi Orhan Veli de biraz uyumsuzdur.
Bu geziye ailece katıldık ve hepimiz çok eğlendik.
Annesi, babası, kardeşi ve bir de arkadaşı gelecekmiş.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Sen de her insan gibi haklarına sahip çıkmalısın.
Soru 88 -
O, bir fikir adamı değildi. Düşünce, onda duygunun kapanına tutulurdu. Eleştirmen ya da deneme yazarı olarak tarih bilinci de yoktu. Gerçeği, gelişigüzel bir yerinden yoklar, bununla neşelenir ve yetinirdi. Bütün bunlar da onu ... uzaklaştırırdı.
Anlam akışına göre parçanın son cümlesindeki boş yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
akıcılıktan B) öznellikten
Eğretilemeden yararlanma
nesnellikten D) bencillikten
Somutlaştırmaya başvurma
özgünlükten
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
nesnellikten D) bencillikten
Soru 89 -
Yaratırken Ulu Mimar, insanı
Dünyadaki sınırları çizmedi
Renk verdi, dil verdi, inanç verdi
Ama taraf tutup hiçbirini ezmedi
"Hepiniz insansınız, kardeşçe yaşarsanız tüm dünya sizin" dedi.
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Doğrudan anlatıma başvurma
Eğretilemeden yararlanma
Değişik yapılı cümleler kullanma
Somutlaştırmaya başvurma
Varlıkları ayırıcı özellikleriyle verme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Varlıkları ayırıcı özellikleriyle verme
Soru 90 -
Kıskançlığın, insanı yıkım ve çöküntüye sürükleyen bir duygu olduğunu öne sürenler, onun yapıcı ve yaratıcı özelliğini göz ardı ediyorlar." cümlesiyle aşağıdakilerden hangisi arasında, anlatımda başvurulan yol bakımından benzerlik vardır?
Uygarlık, insan yaşamını kolaylaştırmıştır görüşünü savunanlar, uygarlıkla gelen felaketlerin ayrımında olmayanlardır.
Hep düş dünyasında yaşayanlar, içinde yaşadıkları günün hakkını veremeyen, verimsiz kişilerdir.
Sanatçılarına gereken değeri vermeyen ulusların, çağa ayak uydurmada zorlandıklarını görmezlikten gelemeyiz.
Köklü bir medeniyete sahip olmakla övünen toplumlar, ellerindeki birikimi çağın getirdikleriyle sentezleyebilmelidirler.
Gönül birliği olmayan yerde, kafa birliğinden söz etmek, akılla duyguyu aynı terazide tartmaya çalışmaktır.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Köklü bir medeniyete sahip olmakla övünen toplumlar, ellerindeki birikimi çağın getirdikleriyle sentezleyebilmelidirler.
Soru 91 -
Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu. Ellerini belindeki kızıl kuşağın ön tarafına soktu. Açık göğsü, çıplak, sert baldırlarıyla bir kuvvet abidesi gibi durdu. Kibirli kalın kaşları altında ağır dönen iri gözleriyle Marmara'nın dalgalarına, karşıki sahile, mavi gözlü, sarı saçlı bir kıza benzeyen sevimli, nazlı yurdunun taşına toprağına uzun uzun baktı.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Üçüncü kişi anlatımı kullanılmıştır.
Kişileştirme sanatına yer verilmiştir.
Anlatıcı, anlatımına duygularını katmıştır.
Ruhsal çözümlemelere başvurulmuştur.
Betimleme ve öyküleme iç içedir.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Ruhsal çözümlemelere başvurulmuştur.
Soru 92 -
Sımsıcak nisan günleri... Bir hafta önce kupkuru olan dallarda şimdi bembeyaz, uçuk pembe çiçekler var. Anadolu, mis gibi kokuyor. Fakat Erenköy'ün hanımeli kokuku değil bu, Sarıyer'in ıhlamur çiçeği kokusu da değil. Vişnelerin, elmaların, kirazların, şeftalilerin erken yaz güneşinde bunalan çiçekleri; kokularının vadilere, tepelere, yaylalara üflyorlar. Her yerde isimsiz, saf, narin bir koku dolaşıyor. Köy evlerinin bacalarına yuva yapan leylekler ise, yazın çok yakında geleceğini müjdeliyor insanlara.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Varlıklar nitelikleriyle verilmiştir.
Gözlemlere yer verilmiştir.
Betimlemeye kişisel duygular katılmıştır.
Tanımlamalardan yararlanılmıştır.
Kişileştirme yapılmıştır.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Tanımlamalardan yararlanılmıştır.
Soru 93 -
Gündüz hava, dağların güneşe bakan yamaçlarında bir çocuk nefesi kadar yumuşak ve güzeldi. Ama havanın bu hali pek kısa sürdü. Önce yavaşça değişmeye başladı. Sonra karlı dağlardan bir rüzgâr esti. Aceleci olan alacakaranlık, yaklaşan gecenin soğuk, gri, mor rengini de ardından sürükleyerek vadileri, boğazları kaplayıverdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Betimleciyi öğelere yer verme
Benzetmelerden yararlanma
İşitsel öğelere yer verme
Doğayı devinim içinde yansıtma
İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
İşitsel öğelere yer verme
Soru 94 -
Sabahın bu erken saatinde tavandaki soğuk, beyaz, lambalar, uykulu mu, bezgin mi oldukları tam anlaşılmayan yolcuların yüzlerini iyice solgun gösteriyordu. Gittikçe kalabalıklaşan vagonda, birbirine dokunmaktan özenle kaçınarak bir yerlere tutunmaya çalışıyorlardı. Oturacak yer bulanlar, ya gazete safyalarına dalıyor ya da doyamadıkları sabah uykularına devam ediyorlardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden daha çok yararlanılmıştır?
Karşılaştırma, açıklama
Tartışma, betimleme
Açıklama, öyküleme
Öyküleme, örnekleme
Betimleme, öyküleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Betimleme, öyküleme
Soru 95 -
Birden kar yağmaya başladı. Kütüphanenin camı buzlanmak üzere. Ampulün ışığı buza girip çıktı. Üşüyerek yine tavandaki şişesine girdi. Ellerim soğuktan kaskatı kesilmişti. Oysa, soba harıl harıl yanıyordu. Karşıdaki ağacın dalına bir kuş tünemişti. Kuşa ıslık çaldım; kuş yanıt vermedi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Betimleyici bir yol izleme
Değişik duyulara seslenme
Örneklerden ve karşılaştırmalardan yararlanma
Gözlem gücüyle seçilen ayrıntıları verme
Nesnelere, insanlara özgü nitelikler yükleme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örneklerden ve karşılaştırmalardan yararlanma
Soru 96 -
Her okunuşunda yeni şeyler söyleyen kitaplar vardır." cümlesinde sözü edilen kitapların en belirgin özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?
Anlatım çeşitliliği
Anlam zenginliği
Akıcılık
Özlü anlatım
Sürükleyicilik
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Anlam zenginliği
Soru 97 -
Ozanların şiir çizgisi, şiirlerinin içeriğinden çok dillerinde belli eder kendini. Başlangıçta bu dilin girip çıkmadığı çukur, oyuk, yol, tepe yok gibidir. Yöresini araştırma, toprağını bulma çabasının ta kendisidir bu. Giderek, kendi seçimini yapar dil. Ayrıkotlarını temizler, girip çıktığı çıkmaz sokakları bırakır, kokladığı, kazdığı su yollarını bir kıyıya iter, sonunda deltasına yerleşir, sınırını çizer, otağını kurar. Bir ozanın şiir çizgisinin değişikliğini belirleyen işte bu dildir.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
Somutlamalara başvurulmuştur.
Örneklemeye başvurulmuştur.
Kişisel düşüncelere yer verilmiştir.
Birbirini çağrıştıran sözcüklerden yararlanılmıştır.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örneklemeye başvurulmuştur.
Soru 98 -
Anlatımda açıklık, her şeyden önce kafanın açıklığını gerektirir. Dil bilinci aynı zamanda bilgi bilincidir. Bu yüzden açıklık, kolay kazanılan bir beceri değildir. Bilim adamı, kitleyle iletişimini, düşüncenin inceliğini savsaklayarak değil; düşüncenin incelik ve karmaşıklığını en saydam anlatım biçimlerine dökerek sağlayabilir.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden özellikle hangilerine başvurulmuştur?
Betimleme - karşılaştırma
Öyküleme - örnekleme
Açıklama - kanıtlama
Açıklama - tanımlama
Tartışma - benzetme
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Açıklama - kanıtlama
Soru 99 -
Deneme, bir düşüncenin, bir duygunun tadını çıkarıp bu tadı okuyucuyla paylaşma sanatıdır. Bu bakımdan deneme, yazarın kendine yazdığı, ama çaktırmadan okuyucuya ulaştırdığı bir mektup gibidir. Bu türün yaratıcısı Montaigne'nin, "Kitabımın konusu benim." sözü de denemenin bu özelliğini vurgulamaya yöneliktir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Örnek vermeye
Açıklamaya
Benzetmeye
Tanımlamaya
Tanık göstermeye
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Örnek vermeye
Soru 100 -
Kimi şiirle tek bir yolculuğa çıkabilirsiniz, çıkabilirseniz eğer. Oysa, bu ozanın şiiri bir tek sözcükle bile okuru binlerce yolculuğa çıkartabiliyor. Kullandığı sözcükler, bizim sözcüklerimiz, ama o, onları kendi sesiyle söylemiş, kişiliğinin damgasını vurmuş sözcüklere.
Parçada sözü edilen ozanın şiirlerindeki en belirgin özellikler, aşağıdakilerin hangisidir?
doğallık - özgünlük
yalınlık - doğallık
yoğunluk - özgünlük
doğallık - yalınlık
akıcılık - duruluk
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yoğunluk - özgünlük
Soru 101 -
İhtiyar balıkçı, zayıftı, kavruktu, ensesinde derin kırışıklıklar vardı. Yanakları, sudan yansıyan güneş ışıklarının neden olduğu bir deri hastalığının kahverengi lekeleriyle kaplıydı. İhtiyar, boşta kalan eliyle ensesini kaşıdı; bir gözünü kapatıp diğeriyle güneşe baktı. Bakışı güneşten eline düştü: ağır balıklar çekmekten açılmış derin yara izleri vardı ellerinde, ama hiçbiri yeni değildi bunların; susuz ve balıksız bir çölün çatlakları kadar eskiydiler. İşaret parmağının ucundan denize inen misina, birden titredi. Balıkçı keyifle doğruldu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
Tartışma - öyküleme
Öyküleme - açıklama
Betimleme - tartışma
Öyküleme - betimleme
Betimleme - açıklama
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Öyküleme - betimleme
Soru 102 -
Bizde, genellikle Doğu'da, dilencilik bir meslektir; Batı'da ise büyük ekonomik bunalımlarda ortaya çıkar. Bu bakımdan karakterleri birbirini tutmaz. Örneğin sanayi ülkelerinde üstü başı tertemizdir dilencinin; Doğu'da ise yoksulluk, önce giysileri pılı pırtı durumuna getirir. Ahmet Haşim, Frankfurt sokaklarında temiz giyimli kişilerin göğüslerine astıkları levhalarla hiç konuşmadan dilendiklerini anlatır ve bunu bizdeki sakat dilencilerin görünümleri ile karşılaştırarak, "Bizde dilenci korkutarak para alır." der.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
Örneklemeye
Karşılaştırmaya
Sayısal verilerden yararlanmaya
Açıklamaya
Tanık göstermeye
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Sayısal verilerden yararlanmaya
Soru 103 -
Bu yazarımız süslü, duygu yüklü bir anlatımdan kaçınıyor. Ayrıca yazılarını, uzun ve yöntemli incelemelerle derinleştirmemesi, anlatımının daha rahat izlenmesini ve daha kolay anlaşılmasını sağlıyor; ama bu tutumu, yazdıklarının "keten helvası" gibi tatlı yenen, fakat yiyeni çoğunlukla doyurmayan bir niteliğe bürünmesine de yol açıyor." diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği yazılarda bulduğu eksiklik nedir?
yalınlık
yoğunluk
açıklık
etkililik
akıcılık
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
yoğunluk
Soru 104 -
Aşağıdaki cümlelerin hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
Kendine özgü söyleyişiyle edebiyatımızda önemli bir yerinin olduğunu söyledi.
Her yeni şiirde değişik bir sesin, taze bir havanın bulunması gerekir, derdi hep.
Güzel şiir yazabilmek için büyük sıkıntılara katlanabilmek gerekir, demişti bana.
Konuşmacılardan biri, "Her çağ zamanla eskir, yerini daha ileri bir çağa bırakır." dedi.
Her çağ kendi sanatını, her sanat akımı da kendi çağını biçimlendirir, diyordu biri.
Doğru Cevap
--------------------------------------------------------------------------------
Kendine özgü söyleyişiyle edebiyatımızda önemli bir yerinin olduğunu söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.